Yahûdi köşküne hapsedilen Osmanlı padişahı!..
06/03/2024 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Yahûdilerin ihânetleri -19-
Osmanlı padişahlarının otuzdördüncüsü ve en
yükseklerinden olan Sultan İkinci Abdülhamîd Hân'ın, İslâmiyete
hizmetleri saymakla bitirilemez...
Sultân Abdülhamîd Hân,
devleti, milleti, otuz üç sene, Allahü teâlânın emirlerine göre, adâletle
idâre etti. Millet, sulh, bolluk, ucuzluk, rahat ve huzur içinde
yaşadı. Bilgili, temiz bir gençlik yetiştirdi. Haksızlığın, kötülüğün,
ahlâksızlığın kökünü kazıdı. Bu yüzden bazı kimselerin hedefi oldu. Yıllarca
kötülendi. İftirâlara uğradı. Sonra gelen gençliğe, büsbütün yanlış olarak
tanıtıldı...
***
Merkezi Selânik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun bazı
subayları, İngiliz câsûsları tarafından bol para ve makam vaatleri ile
aldatıldı. İttihâdcılar, böylece Selânik'ten Bulgar, Sırp, Yunan, Arnavut
yağmacıların meydana getirdikleri Hareket Ordusu'nu İstanbul'a
gönderdi. Talat Beğ'in baskısı ile Sultân, 27 Nisan
1909'da tahttan indirildi. Son Meşrûtiyet zamanında hükümdarlığı dokuz
ay, beş gündür. Selânik'ten gelen, toplama ve Frenk silâhlarını taşıyan
Hareket Ordusu'na karşı koymak isteyen kumandanlara, çarpışılmamasını, Müslüman
kanı dökülmemesini sıkı emir verdi...
İstanbul'a giren Hareket Ordusu kumandanları, doğruca
Yıldız Sarayı'na geldiler. Hazîneyi, asırlardan beri toplanmış olan kıymetli
yâdigârları ve dünyanın en zengin kütüphanelerinden olan Saray Kitaplığının bir
kısmını yağma ettiler. Padişahın altın arabası bile parçalanıp paylaşıldı. Bu
barbarca saldıranlar, birer kahraman, kurtarıcı ilân edildi.
O yıl, İttihâtçılar, Sultândan iki yaş küçük olan
kardeşi Muhammed Reşâd'ı yerine geçirdiler... Sultân Reşâd,
ihtiyâr, sessizdi...
İttihâtçılar, Sultân Hamîd'i lekeleyecek
bir suç bulamadılar. Milletin onu çok sevdiğini, saydığını görerek, öldürmeye
de cesaret edemediler. Hemen o gece, Kurmay Binbaşı Fethi Okyar'ın
emrinde olarak, trenle Selânik'e götürdüler. Orada, Selanikli mûsevî
fabrikatör Georgio Alâtini tarafından 19. yüzyılda yaptırılan Alâtini
Köşkü'nde hapsedildi. 1918'de vefatına kadar ömrünü okumakla ve
ibâdet ile geçirdi...
Hükûmeti ele geçiren İttihâtçıların çoğu, hattâ Din
İşleri Başkanı olan Şeyh-ul islâm efendileri dahî mason idi. Sultân Hamîd Hânın
kansız ve huzûr içinde geçen idaresinden sonra memleket, siyâsi idâmlar,
sûikastlar ülkesi oldu. Çok kimseleri idâm ettiler.
İkinci Abdülhamîd hânın güzel ahlâkını, dîne
olan bağlılığını, edep ve hayâsının derecesini, aklını, ilmini, adâletini,
millet için durmadan çalıştığını, hiç can yakmadığını, düşmanlarına bile iyilik
ettiğini, masonların aldattıkları ve maşa olarak kullandıkları satılmışları
bile affettiğini anlamak istiyenlere, (Mâbeyn Başkâtibi) Es’ad
Beğ'in (Hâtırât-ı Abdülhamîd-i hân-ı sânî) kitâbını
okumalarını tavsiye ederiz.