Sabır, fakru zarûrette kalanların azığıdır...
27/05/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
"İnsanların
Allahü teâlâya en yakın olanı, güzel huylara en çok sâhip olanıdır."
Ahmed Hammâmî Halvetî
tarikatinin büyük velîlerdendir. Suriye’de Hama'da doğdu. Burada Ebü'l-Vefâ
Alvânî'den ilim öğrendi. Sonra, hocasının kardeşi Şeyh Muhammed'in derslerini
dinledi. 1608 (H.1017) senesinde Halep'te vefât etti. Buyurdu ki:
"Mârifetin hakîkati, Allahü teâlâyı kalb ile sevmek, dil ile anmak ve
Allahü teâlâdan başka her şeyden ümidini kesmektir."
"Gaflet
uykusundan daha ağır uyku yoktur. Şehvetten kuvvetli esaret yoktur. Gaflet
ağırlığı olmasaydı. Şehvet gâlip gelemezdi."
"Yoksullara
hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır. Tevâzu, edep güzelliği,
cömertlik."
"İnsanların
Allahü teâlâya en yakın olanı, güzel huylara en çok sâhip olanıdır."
"Fakirliğindeki
izzeti ve dervişliğindeki şerefi gizli tut. Yâni halka ben fakirim diyerek
sırrını açığa vurma. Çünkü fakirlik Allahü teâlânın iyi bir ihsânı ve
ikrâmıdır."
"Sabır, fakru
zarûrette kalanların azığı, rızâ ise âriflerin mertebesidir."
"Kalp, birtakım
kaplardan ibârettir. Allahü teâlânın sevgisiyle dolduğu zaman, nûrun fazlası
diğer uzuvlara yansır. Bâtılla dolduğu zaman da, ondaki karanlık diğer
organlara geçer."
"Amellerin en
iyisi hangisidir?" sorusuna: "Allahü teâlâdan başkasına iltifât
etmekten kendini korumaktır" diye cevap vermişti...
Bir gün yanında
"Allahü teâlâya (azâbından rahmetine) sığının" (Zâriyât sûresi: 50)
meâlindeki âyet-i kerîme okunduğunda; "Bu âyet-i kerîme her konuda kaçıp
sığınılacak en hayırlı olanın Allahü teâlâ olduğunu öğretmektedir" dedi.
“Allahü teâlâ seni, tevhîdini, birliğini bilmen için yarattı. Âlemdeki her şeyi de, senin için yarattı. Ve bunlar arasındaki hayvanları, bitkileri sana hizmetçi kıldı. Yer senin ikâmet etmeni sağlar. Melekler seni muhâfaza eder. Güneş sana ışık verir. Hepsi senin için yaratılmıştır. Sen, sâdece Allahü teâlâyı bir bilip, O'na kulluk için yaratıldın. Öyleyse bütün mahlûkât, Allahü teâlânın vahdâniyetini ve bir olduğunu kabûl edip, bunu ikrâr için yaratılmıştır. Allahü teâlâ bütün eşyâyı senin için yarattı. Seni de kendisi için yarattı. Sen ise, Allahü teâlânın senin için yarattığı şey ile meşgûl oldun, nîmetin sâhibini unuttun. Sana gelen bağış ve lütuflarından faydalandın. Vereni hatırlamadın. Böylece nîmetin şükrünü edâ etmedin. Sana verdiği ihsân ve lütuflarının hürmetine riâyet etmedin. Nîmet sâhibine şükür, O'nun verdiği nîmete şükretmektir. Bu da, kendisine verdiği nîmetten dolayı O'na senâda bulunmakla olur.”