Günâhlarını küçük görmekten sakın!
07/06/2022 Salı Köşe yazarı V.T
"Günâhların küçük
olduğuna değil de, kimin koyduğu yasakları çiğnemekte olduğunu düşünüp,
hayâ etmelidir!"
Şeyhülislâm Abdullah-i
Ensârî hazretleri Hanbelî mezhebinin büyük âlimlerindendir. 396 (m. 1006)
senesinde, Afganistan’da Herât’ta doğdu. 481 (m. 1185) senesinde orada vefât
etti. Zamanındaki birçok âlimden ilim öğrendi. Sohbetlerinde buyurdu
ki:
Bir zaman Hire’ye
askerler geldi. Askerlerden birisi, köylünün birinden atlar için bir yük saman
aldı. Ücretini tam olarak ödedi. Bu köylünün ihtiyâr bir babası vardı. O asker
ile dost oldu. O ihtiyâr köylü, dostu olan askere dedi ki: “Bugün, keşke
biz de hacda olsaydık. Asker “İster misin? Seni oraya eriştireyim. Ama kimseye
söylememen şartı ile” dedi. İhtiyâr; “Söylemem” dedi. Asker, Allahü teâlânın
izni ile bir anda ihtiyârı Arafat’a ulaştırdı. Haccedip, lüzumlu vazîfeleri
yaptıktan sonra, yine bir anda geri döndüler. İhtiyâr, askere dedi
ki: “Senin gibi bir hâlde bulunan kimsenin, askerlerin arasında durmasına
hayret ediyorum. Bu nasıl oluyor?” Asker şöyle cevap verdi: “Eğer benim gibi
bir kimse bunların içinde olmasa idi, senin gibi bir ihtiyâr veya zayıf, muhtaç
bir nine gelip derdini dökse kim bakardı? Kim alâkadar olurdu? Kim dostluk
elini uzatırdı? İşte ben, birçok faydaları düşünerek bunlar arasında
bulunuyorum. Sakın sırrımı kimseye söyleme!”
İhtiyâr, işin içinde
önce fark edemediği nice hikmet ve faydaların bulunduğunu anlayıp, “Peki”
dedi. Teşekkür edip ayrıldılar...
“Öyle zaman olur ki,
Allahü teâlâ bir kulunu ibâdetleri ile meşgûl eyler. O ibâdetler, o kulun
azıtmasına sebep olur. Yani kibir ve ucba kapılmasına yol açar. Yine
öyle zaman olur ki, o kulunu bir işe, bir günâha düşürür. O günâhı sebebiyle
kul o kadar üzülür ki, bu üzülmesi o kimsenin hidâyetine sebep olur.
Hâline bakıp gafletten uyanır. Tövbe ve istiğfar eder. Bu her iki durumda da
atılgan olmamalıdır. Allahü teâlâ, cesâret ve atılganlıkla günâh işleyip de 'O
bizi affeder' diyen kullarını sevmez. Günâhları küçük görmekten daha
zararlı bir şey olmaz. Günâhların küçük olduğuna değil de, kimin koyduğu
yasakları çiğnemekte olduğunu düşünüp, hayâ etmelidir.”
“İşlediğin tâat ve ibâdetleri beğenmemelisin. O tâat sana hoş gelmemeli, bir lezzet aramamalısın. Tâatini beğenmek şirktir. Yalnız Allahü teâlânın emri olduğu için, buyurulduğu gibi, yani ilmihâl kitaplarında bildirdiği gibi işlemeli. Tâatini Hak teâlâya ısmarla ve kendi beğenmeni şeytanın yüzüne çarp."