Herkes Kur'ân-ı kerîmden hüküm çıkaramaz!..
06/12/2019 Cuma Köşe yazarı A.D
Her önüne gelen ictihâd yapamaz, hüküm çıkaramaz. Bu mümkün değildir.
İctihâdın ve müctehidin ne olduğu iyi bilinirse bu konu daha iyi anlaşılır.
Zamanımızın Arapçasını bilmekle Kur'ân-ı kerîmden hüküm çıkarılamaz. Türkçe
meal veya tefsirden de öğrenilemez. Çünkü her kelimenin, zamana göre
kullanıldığı ilim dalına göre manaları değişmektedir.
Herkes lügat yardımı ile Kur'ân-ı kerîmi anlamaya kalkışırsa, muhakkak
yanılır, tehlikeli duruma düşer. Birçok kelimeler, her ilimde, başka manada
kullanılır. Meselâ, "zâlim" kelimesi tefsîr ilminde,
"kâfir" demektir. Fıkıh ilminde, başkasının hakkına saldıran,
onun malını gasbeden kimselere denir. Tasavvufta ise, ayrı manası vardır.
Bir tasavvuf âliminin huzurunda, senelerce dirsek çürütüp, emek verip,
pişmeden, olgunlaşmadan, hadîs-i şerîf kitabı okumaya, tasavvuf kitapları
tercümesine kalkışan kimselerin sözleri ve yazıları, yanlış ve çok zararlı
olur. Her önüne gelen ictihâd yapamaz, hüküm çıkaramaz. Bu mümkün
değildir. İctihâdın ve müctehidin ne olduğu iyi bilinirse bu konu daha iyi
anlaşılır.
Seyyid Abdülhakîm Arvasî hazretleri ictihâdı şöyle açıklamaktadır:
"İctihâd, insan gücünün yettiği kadar, yâni cehd ile zahmet çekerek
çalışmak demektir. Yâni, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde sarîh ve açık
bildirilmemiş bulunan ahkâmı ve meseleleri, açık ve geniş anlatılmış meselelere
benzeterek, meydana çıkarmaya uğraşmaktır. Bunu ancak Peygamberimiz ve O'nun
Eshâbının hepsi ve diğer Müslümanlardan ictihâd makâmına yükselenler yapabilir
ki, bu çok yüksek insanlara, 'Müctehid' denir.
Müctehid olmak için, Arabî yüksek ilimleri tamamen bilmek, Kur'ân-ı kerîmi
ezbere bilmek, her âyet-i kerîmenin ne manaya geldiğini, âyet-i kerîmelerin
geldikleri zamanları, gelme sebeplerini, ne hakkında geldiklerini ve daha nice
bilgileri, ilimleri bilmek lazımdır. Ayrıca Kütüb-i sitte'deki ve diğer hadîs
kitaplarındaki, yüz binlerce hadîsi ezbere bilmek ve her hadîsin ne zaman, ne
için îrâd buyurulduğunu, manasının ne kadar genişlediğini, hangi hadîsin
diğerinden önce veya sonra olduğunu, bağlı bulunduğu hâdiseleri, hangi vaka ve
hâdiseler üzerine buyurulduğunu, kimler tarafından nakil ve rivâyet olunduğunu,
nakleden kimselerin ne hâlde ve ne ahlâkta olduklarını bilmek, fıkıh ilminin
usul ve kâidelerini tanımak, oniki ilmi ve Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i
şerîflerin işâretlerini, rumuzlarını, açık ve kapalı manalarını kavramak, bu
manalar kalbinde yer etmiş olmak, kuvvetli îmân sâhibi olmak, itmînân ile dolu,
nurlu ve saf bir kalbe ve vicdâna mâlik olmak lâzımdır."
Görüldüğü gibi, ictihâd etmek çok zor bir iştir. Bugün bu makamda
yeryüzünde kimse kalmamıştır. Bunun için her Müslümanın dört mezhepten birine
tabi olması şart olmuştur.