Kalp kırmamak için sebeplere yapışmalıdır
25/08/2021 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
"Allah katında
kötü huydan büyük günah yoktur" hadis-i şerifi bize, kötü huyu
bırakıp güzel huylu olmamız için büyük bir delil sunar.
Dilimizin afetleri -8-
Müslüman, diliyle
kalp incitmekten çok korkmalıdır. Kalb kırıcılığı, geçimsizliği sebebiyle
idare edilenlerden, zoraki ikram edilenlerden olmamalıdır. Hadîs-i şerîfte
buyruldu ki: (Kıyamette, en kötü yerde bulunacak kimse, dünyada zararından
korunmak için ikram olunandır.)
İnsanların kalbini
kırmaya sebep olan kötü huyların başında münakaşa etmek gelir. (Haklı
bile olsa, münakaşadan vazgeçmedikçe kişinin imânı tamam olmaz) hadîs-i
şerîfi, münakaşayı yasaklar. Sert ve kırıcı konuşmaktan kaçmalıdır. Hadîs-i
şerîfte, (Allahü teâlâ her zaman yumuşak söylemeyi sever) buyuruldu. (Allah
katında kötü huydan büyük günah yoktur) hadis-i şerifi bize, kötü huyu
bırakıp güzel huylu olmamız için büyük bir delil sunar. Peygamber Efendimiz,
îtikadı doğru olan Müslümanlar için buyurdu ki: (Kendinden
uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrûm edenlere ihsan
etmek, güzel huylu olmaktır.)
Dargın durmak da
kalp kırılmasına sebep olur. Kendine zulmedenleri affetmeli, bu sebeple
ona karşılık vermemeli ve ona darılmamalıdır! Dargın ise hemen barışmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Müminin, mümin kardeşine üç günden fazla
hicr etmesi (dargın durması) helal olmaz. Üç geceden sonra ona
gidip selâm vermesi vâcib olur. Selamına cevap verirse sevapta ortak olurlar.
Karşılık vermezse günah ona olur.)
(Sana darılana git,
barış! Zulmedeni affet! Kötülük edene iyilik et!)
Kendimiz yüzde yüz
haklı bile olsak, eğer karşımızdaki mümin özür dilemişse, özrünü kabul etmelidir!
Çünkü hadis-i şerifte, (Müslüman kardeşinin özrünü kabul etmemek, günah
olur) buyuruldu. Özrü kabul etmek ve kusurları affetmek, Allahü
teâlânın sıfatlarındandır. Özür beyan eden Müslüman kardeşinin özrünü kabul
etmemek, sû-i zan olur. Müslümana sû-i zan ise câiz değildir. Hadîs-i şerîfte
buyruldu ki: (Sû-i zan etmeyiniz! Sû-i zan, yanlış karar vermeye sebep olur.
İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız, kusurlarını görmeyiniz, münakaşa
etmeyiniz, haset etmeyiniz, birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi
çekiştirmeyiniz, kardeş gibi sevişiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona
zulüm etmez, yardım eder. Onu kendinden aşağı görmez.)
Karşımızdaki insanı
kendimizden aşağı görmek, kibirlenmektir. Bu hâl, kalpleri incitmeye sebep
olur. Kibrin kötülüğünü, Peygamber Efendimiz şöyle haber vermektedir:
(Allahü teâlâ
buyuruyor ki: Kibriya, üstünlük ve azamet bana mahsustur. Bu ikisinde bana
ortak olanı cehenneme atarım, hiç acımam!)
(Allahü teâlâ, tevâzu üzere olmayı bana emreyledi. Hiçbiriniz, hiçbir kimseye tekebbür etmeyiniz, büyüklenmeyiniz!)