Gaye dünya olursa!..
26/05/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
M. Said Arvas Hocadan Hatıralar...
Dünya sevgisi en büyük tehlikedir. Kulun imansız gitmesine de sebep olabilir. İnsan sevdiğinden ayrılmak istemez, hep onunla birlikte olsun ister...
Bir insanın gayesi dünya olursa,
tehlike çanları çalıyor demektir. Biz dünya için yaratılmadık. Burada kalıcı da
değiliz. İstesek bile bizi burada bırakmazlar. Dünyaya gönderiliş gayemiz,
ahiretimizi kazanmak içindir.
Hulefâ-i Râşidîn'in üçüncüsü Hazreti
Osman radıyallahü anh bir hutbesinde şöyle buyuruyor: "Cenab-ı Hak
size dünyayı ve dünyadaki nimetlerini ahiretinizi kazanasınız diye vermiştir.
Dört elle sarılasınız diye değil!" Sonra da devamla: "Dünya
para gibidir. Bir adama para verilirse onunla istediklerini alması
içindir." Yoksa para ne yenir ne de giyilir. Onunla yiyecek ve
giyecek alınabilir.
"Dünyayı gaye edinen, paranın
kendisini yemeye çalışan adama benzer ki, çok aptallık etmiş olur."
Dünya sevgisi en büyük tehlikedir.
Kulun imansız gitmesine de sebep olabilir. İnsan sevdiğinden ayrılmak istemez,
hep onunla birlikte olsun ister...
Bir ömür durmadan çalışan,
biriktiren, servet edinen biri, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa
yakalansa; doktorları ve kendisi hayatından ümit kesseler ne kadar üzülür. Bir
anda bütün her şeyinden -bir daha kavuşmamak üzere- ayrılmak üzeredir. Kendi
kendine düşünür: Beni bu sevdiklerimden kim ayırıyor? Sonra
her şeyin takdir-i ilahi ile olduğunu anlar ve "Yarabbi, bu
kötülüğü bana niçin yapıyorsun?" diye bir düşünce içine girse,
onun imanla gitmesi çok zordur...
Büyükler, sekerat-ı mevti, uyku
hâline benzetmişlerdir. İnsan neye çok değer verir ve ne ile çok meşgul oluyor
ise onu rüyasında daha çok görür.
Mesela; bir talebe rüyasında
bizden fazla okul, ders ve kitap görür. Bir tüccar bizden daha çok para görür,
alışveriş yapar... Aynen bunun gibi, insan da son demlerinde önem verdiği,
değer verdiği şeyleri düşünür ve ruhunu o düşünce ile teslim eder...
Sadi-yi Şirazi buyuruyor ki: "Gönlünü
dünyaya bağlama, dünyanın bekâsı yok, geçip gidiyor. Gönlünü halka da bağlama,
halkın da vefası yok... Gönlünü Rabbine bağla! Bir kul için O'ndan daha güzel
bir sığınak yoktur."
Dünya malını emânet bilir,
sahiplenmez isek, rahat ederiz. Bir çocuğa bir oyuncak verilse; o da onu emanet
bilse, oynar, alındığında da üzülmez. Fakat oyuncağı sahiplense, alındığında
çok üzülür. O oyuncaktan aldığı lezzetin bin katı üzülür, ağlar, feryât eder...
İnsanın kabir hayatındaki sıkıntısı
ise; kendisi ile beraber "kefen"den başka bir şey
getirememiş olmasıdır. İnsan ne kadar güzel giyinirse giyinsin, son
elbisesi "kefen"dir. Ne kadar ev değiştirirse değiştirsin
son gidip kalacağı evi "kabir"dir. Ahirette sıkıntısı
ise; dünyada elde ettiklerinin her kuruşu için hesap vermek mecburiyetidir...
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öleceksin! Ne kadar seversen sev, bir gün ayrılacaksın! Ne yaparsan yap, ister iyi, ister kötü, karşılığını göreceksin!"