İnsanların said ve şaki olduğu

18/02/2020 Salı Köşe yazarı O.Ü

Allahü teâlâ, her insanın said veya şaki olacağını ezelde biliyordu. Bu bilgisine kader denir.

 

Sual: Herhangi bir kimse, kendisinin daha hayatta iken said mi, şaki mi olduğunu bilme, öğrenme şansı var mıdır?

Cevap: Bu konuda Ahmet bin Yahya Münîrî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:

“Saadet, Cennetlik olmak demektir. Şekâvet, Cehennemlik olmak demektir. Saadet ve şekâvet, Allahü teâlânın iki hazinesi gibidir. Birinci hazinenin anahtarı, taat ve ibadettir. İkinci hazinenin anahtarı, masiyet yani günahlardır. Allahü teâlâ, her insanın said veya şaki olacağını ezelde biliyordu. Bu bilgisine kader denir. Said olacağı ezelde bilinen kimse, Allahü teâlâya itaat eder. Ezelde, şaki olacağı bilinen kimse, hep günah işler. Dünyada herkes, said veya şaki olduğunu, amelinden anlayabilir. Ahireti düşünen din âlimleri, herkesin said veya şaki olduğunu böylece anlar. Dünyaya dalmış olan din adamı ise, bunu bilmez. Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya, ihlas ile itaat ve ibadet etmektedir. Her kötülük ve sıkıntı da, günah işlemekten hasıl olur. Herkese dert ve bela, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itaat yolundan gelmektedir. Allahü teâlânın âdeti böyledir. Bunu kimse, değiştiremez.

Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zannetmemeli. Nefse güç ve acı gelenleri de şekâvet ve felaket sanmamalıdır. Kudüs'te Mescid-i Aksâda senelerce tesbih ve ibadet ile ömrünü geçiren kimse, ibadetin şartlarını ve ihlası öğrenmediği için, bir secdeyi terk edince, öyle zarar etti ki, helak oldu. Eshâb-ı Kehf'in köpeği ise, pis olduğu hâlde, sıddıkların arkasında birkaç adım yürüdüğü için, öyle yükseldi ki, hiç düşmedi. Bu hâl, insanı hayrete düşürmektedir. Asırlar boyunca, âlimler, bu sırrı çözememiştir. İnsan aklı, bunun hikmetini anlayamıyor. Âdem aleyhisselama buğdaydan yeme dedi ve yiyeceğini ezelde bildiği için, yemesini diledi. Şeytanın Âdem aleyhisselama secde etmesini emreyledi ve secde etmemesini diledi. Beni arayınız buyurdu. Fakat ihlası olmayanın kavuşmasını dilemedi. İlahi yolun yolcuları, “Hiç anlayamadık” demekten başka bir şey söyleyemediler. Bizlere ne demek düşer. Allahü teâlânın, insanların iman etmelerine, kendisine ibadet yapmalarına ihtiyacı yoktur. Kâfir olmalarının ve günah işlemelerinin de Ona hiç zararı olmaz. Mahluklarına Onun hiç ihtiyacı yoktur.”