"Hayrola, derdin nedir?"
25/07/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Bandırma'da yaşıyan Hak dostlarından Ağlayan Dede’nin huzuruna
bir köylü geldi.
Ve dert yanıp dedi ki:
“Çok sıkıntıdayım hocam.”
Mübârek zât sordu:
“Hayrola, nedir derdin?”
“Sormayın efendim.
Birinden borç para almıştım.
Bugüne kadar ödeyemedim.
Bu yükün altında eziliyorum.
Gidecek hiç kimsem de yok”
Büyük velî sordu:
“Borcun ne kadar?”
“On bin dirhem hocam.”
Mübârek zât;
“Üzülme, inşallah hâllederiz. Sen şimdi git, yarın aynı saatte yine gel!
Sultânın adamları o saatte burada olacak. Ben sohbet ederken yanıma yaklaş ve
bu kadar parayı iste benden” buyurdu.
Adamcağız;
“Peki hocam” dedi.
Ve ertesi gün geldi.
Bu zâtın kulağına eğildi.
Ve on bin dirhem parayı istedi.
Sonra geri çekilip oturdu.
Onun bu hareketi, Sultânın adamlarının dikkatini çekti tabii.
Sordular hemen:
“O sizden bir şey mi istedi?”
“Evet ya, zavallının borcu varmış ama ödeyemiyormuş. Kimsesi de yokmuş
garibin. Çâresiz gelip benden istedi.”
“Ne kadarmış borcu?”
“On bin dirhem.”
Sultânın adamları onu çağırdılar.
Ve o kadar parayı ona verdiler.
Köylü, sevinçten uçuyordu...