Bugünün işini yarına bırakanlar helak oldu!
24/07/2020 Cuma Köşe yazarı A.D
Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki:
"Yarın yaparım diyen, helak oldu, ziyân etti."
Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin
şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Nefsin arzuları, insanı kapladığı gibi,
ilim öğrenilecek ibâdet yapılacak en kârlı zaman da gençliktir. Gençlikte,
dînin bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibâdetten çok üstün
ve kıymetli olur...
Gençlik arzuları, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsin ve şeytanın sevdiği
şeylerdir. Dîne uygun şeyler ise Allahü teâlânın sevdiği şeylerdir. Allahü
teâlânın bu düşmanlarını sevindirip, bütün nimetleri veren, hakîkî sâhibi
gazaba getirmek, akıllı insanların yapacağı şey değildir. Allahü teâlâ hepimize
akla uygun hareketler nasip edip, nefse, şeytana ve din düşmanlarının
sözlerine ve yazılarına aldanmaktan muhafaza buyursun!
Bu kazanç çağında, mert olan, bu vaktin kıymetini bilip elden kaçırmaz.
İhtiyârlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da rahat, elverişli vakit
ele geçmez. Vakit de bulunsa, dünya zevkleri azalıp, güç kuvvet gidip, arzulara
kavuşmak imkânı ve ümitleri kalmadığı zamanda faydalı iş yapılamaz. Güç kuvvet
yerinde iken, hangi mazeretle, hangi sebeple, bugünün işi yarına bırakılabilir?
Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" (Yarın
yaparım diyen, helak oldu, ziyân etti) buyurdu. Eğer dünya işleri
yarına bırakılırsa ve bugün âhiret işleri yapılırsa, güzel olur...
Gençlik zamanında insanı, üç din düşmanı olan, nefs, şeytan ve kötü
insanlar aldatmaya uğraşmaktadır. Bunlar karşısında, az bir ibâdet pek kıymetli
olur. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Her asırda, her zamanda,
Allahü teâlâ katında en sevgili olanlar, tövbe eden gençlerdir.)
Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu, kullarına çok acıdığı için, yirmidört
saat içinde ibâdete, yalnız beş vakit ayırmış, birkaç şeyi harâm edip, çok şeyi
mubâh etmiş, izin vermiştir. O hâlde, her isteğin kolaylıkla yapılabileceği
gençlik zamanını iyi değerlendirmelidir. Saâdet-i ebediyyeye kavuşturacak
sebeplere yapışmalı, iyi işler yapmalı, bugünün işini yarına bırakmamalıdır.
Dünya hayatı çok kısadır. Âhiretin azapları pek acı ve sonsuzdur. İleriyi
gören akıl sâhiplerinin ihtiyârlayıp pişmanlık duymaması için, Allahü teâlâya
kulluk yapılacak en kârlı zaman olan gençliğin kıymetini bilmesi lâzımdır.
Ebû Turâb-ı Nahşebî hazretleri buyuruyor ki: "Bugünü
düşünürüm, dün geçti, yarın var mı?/Gençliğe de güvenmem, ölen hep ihtiyar
mı?"
Mevlâna hazretleri de Mesnevî'de buyuruyor ki: "Çocukluğunda oyun, gençliğinde sarhoşluk, ihtiyarlığında tembellik... Ne zaman Allaha kulluk edeceksin?.."