“Akıl, nimetlerin en büyüğüdür!"
31/07/2020 Cuma Köşe yazarı V.T
"Sükût, sana vekar kazandırır ve seni özür dileme zahmetinden
kurtarır."
Mevczade Abdurrahman Rahmi Efendi, Halveti evliyasındandır. Bursa
köylerinden Kayapa’da doğdu. Bursa’daki Nasuhi Dergâhı şeyhlerinden Kemter Ali
Efendiye intisab edip halifelerinden oldu. Şeyh İsmail Hakkı ile de sohbetleri
vardır. 1173 (m.1759)’da vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“İlmin sonu yoktur. Her ilimden, güzel olanını alınız.”
“Cömertlik ve cesâret, şerefli maksatlar olup, Allahü teâlâ hazretleri
bunları sevdiği ve denediği kişilere ihsân eder.”
“Sıkıntıya karşı sabretmek, bolluk anındaki afiyetten daha efdaldir.”
“Akıl, nimetlerin en büyüğü, dünyâ ve âhirette şereflerin en yücesidir.”
“Şerefli insan, azarlandığı vakit kızar, yumuşak davranıldığı vakit
yumuşar. Şerefsiz insan ise yumuşak davranışa sert çıkar ve sert davranana
karşı da yumuşar.”
“Sükût, sana vekar kazandırır ve seni özür dileme zahmetinden kurtarır.”
“İhtirâs, gâfillerin kalbinde şeytanların sultânıdır.”
“Hikmet, her müminin kaybettiğidir, onu münâfıkların ağzında olsa dahi
alınız.”
“İnsandaki cahillik, vücûdu yiyen haşereden daha tehlikelidir
(zararlıdır).”
“Said kimse, azapdan korkarak inanır ve sevap niyaz eder.”
“Hasedcilerin en ehveni, haset ettiği kişinin elindeki nimetlerin yok
olmasını ister.”
“İlim, insanı Allahın emrettiği şeylere götürür, zühd ise o şeylere
erişilmesini kolaylaştırır.”
“Korkaklık, ihtirâs ve cimrilik, Allaha karşı kötü zannın bir araya
getirdiği kötü arkadaşlardır.”
“Mal, harcandığı kadar sahibine ikramda bulunur. Kişinin yaptığı cimrilik
kadar ona ihânet eder.”
“Âlim, öyle biridir ki, insânları Allahın rahmetinden dolayı ümit
kapısından menetmez ve Allahın mekrinden emîn olmamalarını sağlar.”
“Mal ve çocuklar, dünyâ hayâtının zînetidirler. Sâlih amel de, dünyâdan
âhirete götürülen mahsûldür.”
“Cömertlik, güzel medhiyeyi, mal sevgisi üzerine tercih etmektir”
“Allah için seven bir kardeş, en yakından daha yakın, anne ve babalardan
daha merhametlidir.”
“Amel eden câhil kişi, yoldan başka yerde yürüyen gibidir. Bu yürüyüşü ona, ihtiyâcından uzaklaşmaktan başka bir şey kazandırmaz.”