“Dünyâyı, onu isteyenlere bırakmak akıllıların işidir"
21/05/2022 Cumartesi Köşe yazarı V.T
"Dünyâ
sevgisinden ve onun sevgisine tutulanlardan yüz çevirenleri, yerdekiler ve
göktekiler (melekler) sever..."
Ebû Hasan bin Ebû Verd
hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Bağdât'ta doğup, büyümüş ve orada
yetişmiştir. Mîlâdî dokuzuncu asrın ikinci yarısında vefât ettiği tahmin
edilmektedir. Cüneyd-i Bağdâdî'nin yakınlarından olup, onun, Sırrî-yi
Sekatî'nin, Hâris-i Muhâsibî'nin, Bişr-i Hafî'nin ve Ebü'l-Feth el-Hammâl'in sohbetinde
bulunmuş, tasavvufta yetişip, yükselmiştir. Buyurdu ki:
"Üç şey vardır ki, bunlar bir velî kulda arttıkça, güzel hâlleri artar: 1.
Makâmı yükseldikçe, tevâzusu artar. 2. Malı çoğaldıkça, cömertliği artar. 3.
Ömrü uzadıkça, hizmeti artar."
"Velîler, şunlara
riâyet sebebiyle Allahü teâlânın rızâsına kavuştu. Din büyüklerinin kapısından
ayrılmamak, muhâlefeti, karşı gelmeyi terk etmek, hizmetlerde mâhir ve gayretli
olmak, musibetlere sabretmek."
“Dünyâyı, onu
isteyenlere bırakmak, onlardan ve dünyâdan yüz çevirmek akıllıların
işidir."
"Dünyâ
sevgisinden ve onun sevgisine tutulanlardan yüz çevirenleri, yerdekiler ve
göktekiler (melekler) sever."
"İstişâre
husûsunda ne dersiniz?" dedikleri zaman; "Emin, îtimâd edebilecek
kimseden başkasına güvenme!" cevâbını vermiştir. "İstişarede söylenen
söz, nasîhat hakkında ne tavsiye buyurursunuz?" diye
sorulunca "Söyleyeceğiniz sözü önce kendi nefsinize tatbik edin, bu
takdirde, durumunuz ne olur? Onu göz önüne alın, ondan sonra, söyleyeceğinizi
söyleyin ve tavsiyenizi yapın. Böyle yaparsanız, doğruyu ve isâbetli olanı
bulmanız mümkün olup, kendinizi yanlış söylemekten koruyup, herkes yanında
güvenilen ve itimat edilen, görüş sâhibi bir kimse olursunuz"
buyurdu.
"İnsanların
arasına karışıp, onlarla berâber olmak hususunda ne buyurursunuz?"
denilince "Eğer akıllı, her yönüyle güvenilebilen, din ve dünya
işlerinde sağlam birini bulabilirsen onunla berâber ol ve arkadaşlık yap. Böyle
olmayanlardan, arslandan kaçar gibi kaç" demiştir.
"Allahü teâlâya kendisiyle yakın olabileceğimiz en üstün şey nedir?" diye sordular: "Kibir, riyâ, haset (çekememezlik), gıybet, kin, kızma, dünyâya düşkünlük, uzun emel sâhibi olmak gibi, insanın içine dâir günahları (kalp hastalıklarını) terk etmektir" buyurdu. Bunun üzerine: "İnsanın içine ait günahlarının, dışına ait günahlardan üstün olması nasıl olur?" diye sorduklarında: "Çünkü, bâtına ait günahlar terk edilince, zâhirî (dış) günâhlar kendiliğinden kaybolur" buyurdu.