Fasıkları ve facirleri sevmek
23/05/2022 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Bidati, yani bozuk
inanışları yayanları ve dini öğrenmeye mâni olanları sevmek, günahtır.
Sual: Günah
işleyenleri, İslamiyetin doğru olarak öğrenilmesine mâni olanları sevmenin bir
vebali, günahı olur mu?
Cevap: Allahü teâlâya
isyan edene Fasık, kötü kimse denir. Başkalarının isyan etmesine, fıskın
yayılmasına sebeb olana Facir denir. Haram işlediği bilinen
fasık sevilmez. Bidati, yani bozuk inanışları yayanları ve dini öğrenmeye mâni
olanları sevmek, günahtır. Hadis-i şerifte;
(Fasıkın fıskına mâni
olmaya kudret varken, kimse mâni olmazsa, Allahü teâlâ, bunların hepsine,
dünyada ve ahirette azap yapar) buyuruldu. Ömer bin Abdül'azîz
hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, bir
kimse günah işlediği için, başkalarına da azap yapmaz ise de, açıkça günah
işleyenler görülüp de, görebilenler mâni olmadığı zaman, hepsine azap yapar.”
Allahü teâlâ, Yuşa
aleyhisselama vahyderek;
(Kavminden kırk bin
salih kimseye ve altmış bin fasık kimseye azap yapacağım!) buyurunca, Yuşa
aleyhisselam;
-Ya Rabbî! Fasıklar,
azabı hak etmiştir. Salihlere azap yapmanın sebebi, hikmeti nedir? diye arz
edince Allahü teala;
(Benim gadab
ettiklerime, onlar gadab etmedi. Birlikte yediler, içtiler) buyurdu.
Malına, canına,
evladına ve Müslümanlara zarar geleceği, yani fitneye sebep olacağı zaman,
bidat sahiplerine ve zalimlere emr-i ma'rûf yapmak lazım olmaz. Açıkça günah
işleyen fasıkları, yalnız kalb ile sevmemek kafîdir. Tatlı ve yumuşak sözlerle
nasihat vermek lazım olur.
Sual: Bulunduğu yerde
kıble yönünü bilemeyen bir kimse, Müslüman olmayanlara veya günah işleyenlere
de, kıble istikametini sorabilir mi?
Cevap: Mihrab
bulunmıyan, hesap, yıldız gibi şeylerle de anlaşılamayan yerlerde, kıbleyi
bilen, salih Müslümanlara sormak lazımdır. Kâfirlere, fasıklara ve çocuklara
sorulmaz. Kâfirlere, fasıklara, muamelatta inanılırsa da, diyanatta yani
ibadetlerde inanılmaz. Aslında böyle durumlarda kıbleyi bilen bir kimseyi
aramaya da, lüzum yoktur. Kendisi araştırır, karar verdiği cihete, yöne doğru
kılar. Sonradan, yanlış olduğunu anlarsa, namazı da iade etmez.
Sual: Küçük çocuğun
elini soktuğu su kabındaki su ile abdest ve gusül alınabilir mi?
Cevap: Küçük çocuğun elini suya sokması, kedinin artığı gibidir. Yani, eli temiz olduğu bilinmiyorsa, bu su ile abdest almak veya içmek, tenzihen mekruh olur.