Hazır olanın rahatlığı, hazır olmayanın telaşı
16/02/2020 Pazar Köşe yazarı S.K
Yola gideceğinden habersiz olan birine,
âniden, “haydi gidiyorsun” dediklerinde, onun, o anki hâlini düşünebiliyor
musunuz?
Büyük âlim ve veli Seyyid
Abdülhakîm bin Mustafâ Efendi “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki: Îmânı olan ve
aklı olan ve bâliğ olan erkek ve kadınlara, mükellef denir. Mükellef olanların,
ölümü çok hatırlaması sünnettir.
Çünkü ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmaya sebep
olur. Haram işlemeye cesareti azaltır. Peygamberimiz
“sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok
hatırlayınız!) Tasavvuf ehlinden bazıları, her gün bir
kere hatırlamayı âdet edinmişti. Muhammed Behâeddîn-i Buhârî “kuddise sirruh”
her gün yirmi kere, kendini ölmüş, mezara konmuş düşünürdü.
Ölmek, yok olmak değildir. Bir evden, bir eve göç etmektir. Ömer bin Abdülaziz
“rahmetullahi aleyh” buyurdu ki: (Sizler,
ancak ebediyyet, sonsuzluk için yaratıldınız! Lâkin bir evden, bir eve göç
edersiniz!)
Bu dünya, bir konaktır. Gölge gibi, yavaş yavaş çekilmekte, geçip gitmektedir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki, (İnsanlar
uykudadır, ölünce uyanırlar.) Dünya hayatı, rüya gibidir.
Ölüm uyandırıp, rüya bitecek, hakiki hayat başlayacaktır.
Can vermek acısı, dünya acılarının hepsinden daha acıdır. Fakat ahiret
azaplarının hepsinden daha hafiftir. Mümin, ruhunu teslim edeceği vakit, rahmet meleklerini,
Cennet hûrilerini görüp, onların zevki ile, can verme acısını duymaz. Ruhu,
tereyağından kıl çeker gibi, kolay çıkar. Nimetlere kavuşur.
Her Müslümanın, ölüme hazırlanması lazımdır. Bunun için de, tevbe etmeli,
günahlardan sakınmalı. Kul hakkı altında kalmamaya dikkat etmelidir. Yani,
hakları sahiplerine verip helalleşmelidir. Allahü teâlânın haklarını da ödemek
lazımdır. Bu hakların en mühimi, İslam’ın beş şartını yerine getirmektir. Namaz
kılmayan bir kimse, Müslümanların hakkını da vermemiş oluyor. Çünkü her namazda
oturunca (Ve alâ
ibâdillahissâlihîn) diyerek müminlere dua etmek
vazifemizdir. Namaz kılmayanlar, müminleri bu duadan mahrum etmektedir. Hakları
olan bu duayı yapmamış oluyor. Borçları
ödeyerek, emanetleri sahiplerine vererek, ölüme hazırlanmak ve vasiyet yazmak
vaciptir. Bütün bunları yapabilmek için, bunları yapanlarla ve bu hususlarda
kendisine yardımcı olacak kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır.
Hülasa, insan dünyada bir müddet yaşayıp gideceğinin farkında olarak yaşamalı.
Gaflet uykusuna dalmaktan sakınmalı. Her zaman hazırlıklı olmalı. Yola
gideceğinden habersiz olan birine, âniden, “haydi gidiyorsun” dediklerinde,
bunun hâlini bir düşünelim. Hazır olanın rahatlığı nerede, hazır olmayanın
telaşı, nefes nefese kalması nerede!..