"Bu, cennet kokusudur"
16/03/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.U
İbrâhim Gülşenî hazretlerinin oğlu Ahmed Hayâlî, babasından otuz yedi
sene sonra vefât etti.
İbrâhim Gülşenî'nin türbesine defnedildi.
Kabrini kazıyorlardı.
Güzel bir koku yayıldı.
Gönül ehli olanlar;
“Bu koku cennet kokusudur” dediler.
Birisi o kabre indi.
Çıkıp şöyle anlattı:
İbrâhim Gülşenî'nin kabrini açtım.
Aradan otuz yedi sene geçmesine rağmen cesedi, gömüldüğü gibi taptâze
duruyordu.
Selâm verdim.
“Aleyke selâmullah!” diye cevap verdi.
Ahmed Hayâlî'nin cesedini kabre koyup çıktım.
Üzerimdeki bütün yorgunluk gitmişti.
● ● ●
İbrâhim Gülşenî hazretlerine bir gün talebeleri;
"Efendim, kabirdeki ölülerin azap veyâ nîmet içinde oldukları bilinir
mi?" diye sordular.
“Bilinir” buyurdu.
Ve şöyle anlattı:
Allahü teâlânın sevdiklerinden biri, bir kabre uğradığında, kabirdekinin
azap içinde olduğunu gördü.
Aradan bir müddet geçti.
Tekrar aynı kabristana geldi.
O kabre uğradı.
Ve teveccüh etti.
Önce gördüğü azâbın kaldırılmış olduğunu gördü.
Hayret ederek düşünceye daldı!
O anda gâipten “can kulağı”na bir hitap geldi.
Merak edip dinledi.
“Bu mevtânın küçük bir çocuğu vardı, annesi onu Kur’ân-ı kerîm öğrenmeye
gönderdi. Çocuk Besmele’yi öğrenince babasının azâbı kaldırıldı” diyordu.