Dua bir ibadettir, ama nasıl yapılmalıdır?..
17/06/2020 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Allahü teâlâ, her şeyi, bir sebep ile yaratmaktadır. Bir şey isteyenin,
bunun yaratılmasına sebep olan şeyi yapması lâzımdır.
Sabır, dua ve istiğfâr -6-
Dua, Allahü teâlâdan bir şey istemek demektir. Dua, lafzî ve fiilî olmak
üzere iki türlü yapılır.
1. Lafzî dua, Allahü teâlâdan lafız ile, söz ile istemektir. Bu duanın kabul olması
için şartlar vardır. Bu şartlar, dua edenin Müslüman olması, ihlâs
sâhibi olması, namazlarına devam etmesi, fâsık olmaması, yani haram işlememesi,
üzerinde kul hakkı bulunmaması gibi şeylerdir. Bu şartlar
bulunmayanların duaları kabul olmuyor. Sıkıntı içinde yaşıyorlar.
2. Fiilî dua, istenilen şeyin sebebine yapışmaktır. Allahü teâlâ, her şeyi, bir
sebep ile yaratmaktadır. Allahü teâlâdan bir şey isteyenin, bu şeyin
yaratılmasına sebep olan şeyi yapması lâzımdır. Meselâ, bir yeri ağrıyanın,
ağrı kesici bir ilaç kullanması lâzımdır. Bu ilâcı kullanması, fiilî dua etmek
olur. Fiilî duanın kabul olması için, sebebin tesirinin kati olması, iyi
bilinmesi lâzımdır.
Lafzî dua ile fiilî dua birbirine uygun değilse, fiilî dua kabul olur.
Müslümanın, iyi ve câiz olan şeylerin sebeplerini bilip, dua için, bu sebepleri
yapması lâzımdır. Bu sebepler yapılınca, Allahü teâlâ, istenilen şeyi yaratır.
Çünkü, sebepleri yapılan şeyi yaratması, âdetidir. Aç olanın bir şey yimesi,
fiilî sebebe yapışmak, fiilî dua etmek olur. (Dua ediniz, kabûl ederim) buyurulması,
fiilî dua etmeyi emretmektedir.
Âyet-i kerîmenin ve duanın tesir etmesi için okuyan Müslümanın, Ehl-i
sünnet îtikâdında olması, kul hakkından sakınması, haram ve habîs şey yememesi
ve okunan kimseden karşılık istememesi şarttır. İlaç almak,
âyet-i kerîme ve dua okumak, üflemek ve yanında taşımak, insanın ömrünü
uzatmaz, ölüme mâni olmaz. Eceli geciktirmez. Ömrü olanın dertlerini,
ağrılarını giderip, sıhhatli, rahat ve neşeli yaşamasına sebep olurlar. Kalp
nakli ve beyin, böbrek, ciğer gibi ameliyatlar, aşılar, serumlar, ölüme mâni
olmaz. Ömrü olanlara faydalı olur. Eceli gelen çok kimsenin ameliyat esnasında
öldüklerini bilmeyen yoktur. Duanın kabul olması için, istenilen şeyin sebebine
yapışmak lâzımdır. Allahü teâlâ, her şeyi sebep ile yaratır. Tedbîr almak,
sebebi aramak lâzımdır. Dua edince, Allahü teâlâ sebebe kavuşturur ve sebepte
tesir, kuvvet yaratır. Evliyâya, sevdiklerine sebepsiz de verir. Buna (kerâmet) denir.
Sebebe yapışmadan dua etmek, Allahü teâlânın âdetine uymamak olur.
Abdüllah-ı Dehlevî “rahmetullahi aleyh” yüzonyedinci
mektûbunda buyuruyor ki:
(Her işte, Pîrân-ı kibârın ervâh-ı tayyibesini vâsıta yaparak, Allahü teâlâya iltica ve dua etmelidir. Bunun için, kendilerine (Silsile-i aliyye) denilen büyük âlimlerin isimlerini okumalıdır. Bunların vâsıtası ile, dînî ve dünyevî muratları ihsan eder.)