Cennetlik ve cehennemlik olmak ne demektir?
20/08/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
Ali Hucvîrî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 1009 (H.400)
senesinde Afganistan’da Gazne'de doğdu. Öğrenilmesi lâzım olan ilk ilmi,
tasavvufa âit hakîkatleri ve incelikleri babasından öğrendi. Bundan sonra
zamanın büyük âlimlerinin derslerine devam ederek icazet aldı. 1072 (H.465)
senesinde Pakistan’da Lâhor'da vefat etti. Ali Hucvîrî birçok eser yazdı, en
önemli eseri “Keşf-ül-Mahcûb”da şöyle anlatır:
(Saadet),
Cennetlik olmak demektir. (Şekâvet), Cehennemlik
olmak demektir. Saadet ve Şekâvet, Allahü teâlânın iki hazînesi gibidir.
Birinci hazînenin anahtarı, tâat ve ibâdettir. İkinci hazînenin anahtarı,
mâsıyyet yâni günahlardır. Allahü teâlâ, her insanın Sa'îd veya Şakî olacağını
ezelde biliyordu. Bu bilgisine (Kader) denir.
[Buna alın yazısı diyoruz.] Sa'îd olacağı ezelde bilinen kimse, Allahü teâlâya
itaat eder. Ezelde, Şakî olacağı bilinen kimse, hep günah işler. Dünyada
herkes, Sa'îd veya Şakî olduğunu, amelinden anlayabilir. Âhireti düşünen din
âlimleri, herkesin Sa'îd veya Şakî olduğunu böylece anlar. Dünyaya dalmış olan
din adamı ise, bunu bilmez. Her izzet ve her nîmet, Allahü teâlâya, ihlâs ile
itaat ve ibâdet etmektedir. Her kötülük ve sıkıntı da, günah işlemekten hâsıl
olur. Herkese derd ve belâ, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itaat
yolundan gelmektedir. [Allahü teâlânın âdeti böyledir. Bunu kimse,
değiştiremez. Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zannetmemeli. Nefse güç ve
acı gelenleri de şekâvet ve felaket sanmamalıdır.]
Kudüste Mescid-i Aksâda senelerce tesbih ve ibâdet ile ömrünü
geçiren kimse, ibâdetin şartlarını ve ihlâsı öğrenmediği için, bir secdeyi terk
edince, öyle zarar etti ki, helâk oldu. Eshâb-ı Kehf'in köpeği ise, pis olduğu
hâlde, Sıddîkların arkasında birkaç adım yürüdüğü için, öyle yükseldi ki, hiç
düşmedi. Bu hâl, insanı hayrete düşürmektedir. Asırlar boyunca, âlimler, bu
sırrı çözememiştir. İnsan aklı, bunun hikmetini anlayamıyor. Âdem aleyhisselâma
buğdaydan yeme dedi ve yiyeceğini ezelde bildiği için, yemesini diledi.
Şeytanın Âdem aleyhisselâma secde etmesini emreyledi ve secde etmemesini
diledi. Beni arayınız buyurdu. Fakat ihlâsı olmayanın kavuşmasını dilemedi.
İlâhî yolun yolcuları, (Hiç anlayamadık) demekten başka bir şey söyleyemediler.
Bizlere ne demek düşer. Onun, insanların îman etmelerine, ibâdet yapmalarına
ihtiyacı yoktur. Kâfir olmalarının ve günah işlemelerinin Ona hiç zararı olmaz.