Aldatarak mal satmak dolandırıcılık olur!..
17/06/2020 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Alışverişte Müslümânlara ziyân yapmak büyük günahlardandır.
Mûsâ bin Ebi'l'Cârûd hazretleri İmam-ı Şafiî hazretlerinin
talebelerindendir. Mekke’de doğdu. İmam-ı Şafiî'den el-Emâlî ve diğer bazı
kitapları rivayet etmiş, Mekke'de Şafiî mezhebine göre fetva vermiştir. III.
(m. IX.) yüzyıl ortalarında Mekke’de vefat etti. Buyurdu ki:
Alışverişte Müslümânlara ziyân yapmak büyük günahlardandır. Peygamberimiz
“sallallahü aleyhi ve sellem”, (Müslümânların, şehre mal getiren köylüleri
karşılayıp piyasa fiyâtını gizleyerek, ucuz satın almalarını) menetti. Köylünün
bu sûretle yapdığı satıştan vazgeçmesi câizdir.
Köylü ucuz bir şey getirince, bunu karşılayarak, malı bana bırak, ben sonra
yüksek fiyâtla satarım demekten de menetti. Bir malın pahâlı satılması için,
herkesin yanında, onu yüksek fiyâtla satın almaktan da menetti. Müşterîler,
böyle bir satış olduğunu anlarsa, satışı bozabilir.
Piyasayı bilmeyenlere yüksek fiyâtla mal satmak da harâmdır. Hattâ, acemî
olup, ucuz satan veya pahalı alanlar ile alışveriş etmemelidir. Bunlarla
alışveriş sahîh ve câiz ise de, piyasadaki fiyatı bunlardan gizlemek
günâhtır...
Basra’da büyük bir tüccâr vardı. İrân'ın Sûs şehrinde bulunan
adamlarından biri, mektup yazarak, "bu sene şeker kamışı verimli olmadı.
Başkaları duymadan, çok şeker al!" dedi... Tüccâr da, çok şeker satın
alıp, şeker piyasadan çekilince, pahâlı satarak, otuz bin dirhem gümüş kâr
etti... Sonra, düşünüp, "şeker kamışlarına âfet geldi, bunu
Müslümânlardan saklayarak, onlara hıyânet ettim, bu nasıl Müslümânlıktır!"
deyip, otuz bin dirhemi, şekerlerini almış olduğu kimselere götürdü. Her
birine, "bu para senindir" dedi. Niçin, dediklerinde, yapdığı yanlış
işi anlattı. Hiçbiri almayıp, sana helâl ettik dediler...
Akşam evinde düşündü ki, belki utanarak almamışlardır. Din kardeşlerime
hıyânet ettim, diyerek, ertesi gün tekrâr götürdü. Her birine yalvararak otuz
bin dirhem gümüşü taksîm etti...
Müşterîye doğru söylemeli, hiç hîle etmemelidir. Malda bir ârıza oldu ise, haber vermelidir. Malı, akrabâ veyâ ahbâbından, ona yardım olsun diye yüksek fiyâtla aldı ise, müşterîsine bunu söyleyerek, doğru değerini bildirmelidir. Hıyânet yapmaktan kurtulmak için, herkes, kendine yapılmasını istemediği şeyleri, başkalarına yapmamalıdır. Çünkü herkes, dikkat ile, pazarlıkla uğraşarak, tam değerini verip aldığını sanır. O hâlde, aldatarak satmak, hıyânet ve dolandırıcılık olur.