İhtiyâcın olursa bana gel
20/08/2021 Cuma Köşe yazarı A.U
Tâhâ-yı Hakkârî hazretlerinin
dergâhında misâfir eksik olmazdı.
İâşe işlerine bakan
kişi geldi.
Ve arz etti ki:
“Efendim hiç unumuz
kalmadı”.
Seyyid Tâhâ buyurdu
ki:
“Ambarımız unla dolu!”
Memur şaşırdı.
“Özür dilerim efendim,
az önce hepsini süpürdüm” dedi.
Büyük Velî buyurdu ki:
“Git de bir daha bak.
Ambarda un olacak.”
Memur koştu ambara.
Gördü ki her yer un
ile dolu.
● ● ●
Hırsızın biri de, bir
gece yarısı Seyyid Tâhâ hazretlerinin ambarına girdi.
Baktı ki her yer çuval
çuval un.
Birine yapışıp
götürmek istedi.
Ama çuvalı
kaldıramadı.
Yarısını boşalttı.
Yine kaldıramadı.
Biraz daha boşaltıp
denedi.
Bir milim bile
oynamadı yerinden.
Çok şaşırdı!
Zîrâ dolu çuvalı rahat
kaldırırdı.
Az daha boşaltıp
denedi.
Ama bir şey değişmedi.
Şaşkın hâlde
düşünüyordu ki.
Seyyid Tâhâ hazretleri geldi.
Ve yanına yaklaşıp;
“Dur, yardım
edeyim” dedi.
Ve çuvalı hırsızın
sırtına koydu.
Sonra tebessüm ederek;
“Al git, şimdilik bu
yeter. Bir daha ihtiyâcın olursa ambara değil, bana gel!” buyurdu.
Hırsız, tövbe etti.
Ve o gün bıraktı bu işi.