Sünnetlere, namaza diye niyet etmek
13/06/2022 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Namaz vakti içinde, o
vaktin farzından başka kılınan her namaz, o vaktin sünneti de olmaktadır.
Sual: Beş vakit
namazın sünnetlerini kılarken, sadece Allah rızası için namaza veya ilk kazaya
kalmış öğlenin farzına diye niyet edilse, o vaktin sünneti de kılınmış olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı
olarak Eşbâhda deniyor ki:
“Beş vakit namazın ilk
ve son sünnetlerini, yani müekket sünnetleri kılarken, sünnet olduğuna niyet
etmek lüzumunda sahih olan, güvenilen fetva, şart olmadığını göstermektedir.
Revatib sünnetler, nafile niyeti ile veya yalnız namaza niyet ederek sahih
olur. Yani o vaktin sünneti olur. Ayrıca sünnet diye niyet etmeye lüzum yoktur.
İmâm-ı Zeyla'î de, böyle buyurmuştur. Mesela fecir doğmadan, teheccüd niyeti
ile, iki rekat namaz kılınca, fecrin başlamış olduğu, sonradan anlaşılsa, bu
namaz, sabah namazının sünneti yerine geçer. Ayrıca sabah sünneti kılmak lazım
olmaz. Öğlenin farzında dördüncü rekatte oturduktan sonra unutarak beşinci
rekate kalksa, altıncı rekati de kılıp selam verir ve son iki rekati
nafile olur. Bu iki rekatin son sünnet olmaması, sünnet olarak niyet edilmediği
için olmayıp, sünnete ayrı bir tekbirle başlamadığı içindir. Teravih namazında
da, teravih olduğuna niyet etmek şart olmadığı haberi sağlamdır. Bunun gibi,
kazaya kalmış öğle namazı olmayan kimse, cuma namazından sonra kıldığı dört
rekate; “Vaktine yetişip kılmamış olduğum son öğleyi kılmaya” diye niyet etse,
sonra cuma namazının sahih olduğu anlaşılsa, sağlam ve sahih habere göre, bu
dört rekat, cuma namazının sünneti olur.
Sünnet namazları,
yalnız namaz kılmaya veya sünnetten başka bir namaza niyet ederek kılınca,
sahih olacakları önceden bildirilmişti.”
Görülüyor ki, namaz
vakti içinde, o vaktin farzından başka kılınan her namaz mesela kaza namazı, o
vaktin sünneti de olmaktadır.
Sual: Farz borcu
olanın, nafile ibadeti boşa mı gider?
Cevap: İmâm-ı Rabbânî
hazretleri buyuruyor ki:
“Hadis-i şerifde; (Bir insanın mâ-lâ-ya'nî ile vakit geçirmesi, Allahü teâlânın, onu sevmediğinin alametidir) buyuruldu. Mâ-lâ-ya'nî, faydasız iş demektir. Bir farzı yapmayıp, bunun yerine, nafile ibadet yapmak, mâ-lâ-ya'nî ile vakit geçirmek olur. Nafilelerin farz yanındaki kıymeti, bir damlanın, deniz yanındaki kıymeti kadar bile değildir. Sünnetin farz yanındaki kıymeti de böyledir.”