Ârifin işi Mevlâ'sıyladır, o, başkasıyla ilgilenmez
22/09/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Rızkını Allahtan
bilmeyip de onun mahlûkundan beklemek, insanı cenâb-ı Haktan uzaklaştırıp,
halka muhtaç eder.”
Ebü’l-Kasım bin Hamza
hazretleri evliyanın meşhurlarındandır. Basra’da doğdu. Sırrî-yi Sakatî,
Muhammed el-Kassâb gibi evliyanın büyüklerinin sohbetlerinde kemale geldi.
Cüneyd-i Bağdâdî, Ebü’l-Hüseyin Nûrî ve Ebû Bekir Vâsıtî gibi zatlar onun
sohbetlerinden istifade ettiler. 298 (m. 911)’de vefat etti. Sohbetlerinde
buyurdu ki:
“Allah için alçak
gönüllü olmak emredilmeseydi, gurûrla yürümek, fakîrin en tabiî hakkı olurdu.”
“Allahü teâlâdan
korkmanın alâmeti, başkalarının korktuğu şeylerden korkmamaktır.”
“Zühd, dünyâyı gözden
ve gönülden çıkarıp yok saymaktır.”
“Öyle bir zât tanırım
ki, otuz sene boyunca Mekke’de kaldı. Kendi kovası ve ipiyle çektiği zemzem
suyundan başka su içmedi. Getirilen yemeklerden yemeyi. Zemzem suyu ona kâfi
geldi.”
“Bâtılla karışan her
hak, haklıktan çıkar, Bâtıl olur. Çünkü hakkın bâtıla beraber olmaya tahammülü
yoktur.”
“Allahü teâlâdan
korkarak takvâ sahibi olmayan fakîr, kendini haram yemekten kurtaramaz.”
“Ârifin işi
Mevlâsıyladır. O, O’ndan başkasıyla ilgilenmeye tenezzül etmez.”
Kendisine “Bir insan
manevî manâda nasıl fakîr olur?” diye sorulunca, “Ondan geriye hiçbir şey
kalmadığı zaman” diye cevap verdi. “Böyle olduğu nasıl ve ne zaman
anlaşılır” denilince de, “Sol taraftaki günahları yazan melek, yirmi sene
boyunca aleyhinde yazacak bir şey bulamadığı zaman anlaşılır” buyurdu...
Bir başka zaman da,
“Her şeyi bir kenara at! Rabbim Allah de! O zaman sana fakîr denir.”
“Marifetin şükrü
takvâ, izzetin şükrü tevâzu, musîbetin şükrü sabırdır.”
“Rızkını Allahtan
bilmeyip de onun mahlûkundan beklemek, insanı cenâb-ı Haktan uzaklaştırıp,
halka muhtaç eder.”
“Müslüman kardeşinin
hakkını, aranızdaki dostluk ve muhabbete güvenerek zayi etme. Zîrâ Allahü
teâlâ, her mümine haklar verdi. Bu hakları ancak Allahü teâlânın hukukunu
yerine getirmeyenler zayi ederler.”
“Dünyâ çok geniştir. O
kadar sıkıntı verir ki, bir başkasının sana vereceği sıkıntıya ihtiyâç
bırakmaz.”
“Kim gönlünü mahlûkata
bağlayıp Hakka ulaşmak isterse, O’na kavuşamaz. Kim gönlünü Hakka bağlar, O’na
ulaşmayı dilerse, arzusuna kavuşur.” “Kötülemekten ve övülmekten alınmayan
zâhid; farzları ilk vaktinde eda eden âbid; işlerinin hepsini Allah için yapan
da muvahhiddir..”
“Kul, her şeyi bilebilmek için, her şeye muhtaçtır.”