"İtimat edilecek kimse bulmak zorlaşacak!"
22/01/2021 Cuma Köşe yazarı V.T
“Âhir zamanda, helâl bir dirhem ve itimat edilecek bir kardeş
bulunmayacaktır.”
Ebû Ca'fer Muhammed İbnü'n-Nettah hazretleri hadis âlimidir. Basra'da
doğdu. İlk tahsilini Basra'da babasından aldıktan sonra Bağdat'a giderek
meşhur âlimlerden hadis öğrendi. 252 (m. 866)’da vefat etti. Naklettiği
hadîs-i şerîflerden bazıları:
“Kim Müslüman kardeşine gıyabında yardım ederse, Allahü teâlâ da ona,
dünyâda ve âhirette yardım eder.”
“Allahü teâlânın rızâsı için bir mescid yapan kimseye, Allahü teâlâ Cennette
bir ev yaptırır.”
“Kim bir zayıfın sultâna arz edemediği ihtiyâcını sultâna arzederse, Allahü
teâlâ, sıratı geçerken onun ayaklarını sabit kılar.”
“Kişinin, mümin kardeşinin artığından içmesi tevâzudandır. Bir kimse mümin
kardeşinin artığından içince, ona yetmiş sevap yazılır. Ondan yetmiş günah
silinir ve yetmiş derece yükseltilir.”
“Arş’ın üzerinde; (Lâ ilahe illallah Muhammedün Resûllullah, Ebû
Bekr-is-Sıddîk, Ömer-ül-Fârûk, Osman-üş-şehîd ve Aliyy-ül-Mürtezâ) yazılıdır.”
“Namaz kılanın hâli, tacirin hâline benzer ki, tüccâr sermâyesini elde
etmedikçe kazancı onun için hâlis olmaz. Aynı şekilde, namaz kılan kimse farzı
eda etmedikçe, nafile namazları kabul olmaz.”
“Kendisinde Allahü teâlâ anılan ev ile anılmayan evin hâli, diri ile ölünün
hâline benzer.”
“Kişinin, misâfiri ile birlikte evinin kapısına kadar çıkması sünnettir.”
“Allahü teâlâ ipek giyen ve altın yüzük takan erkeklere lanet etsin.”
“Zengine, malından dolayı tevâzu eden fakire, Allahü teâlâ lanet eylesin.
Fakirden kim bunu yaparsa, dîninin üçte ikisi gider.”
“Dünyâda rezîl olmak âhirette rezîl olmaktan daha ehvendir.”
“Âhir zamanda, helâl bir dirhem ve itimat edilecek bir kardeş bulunmayacaktır.”
“Mirâc gecesinde bir kavme uğradım. Bunların bakırdan tırnakları olup,
yüzlerini ve etlerini tırmalıyorlardı. 'Ey Cebrâil! Bunlar
kimlerdir?' diye sordum. 'Onlar, insanları gıybet edenler ve onların
namuslarına ve ırzlarına düşman olanlardır' dedi.”
“Allahü teâlâ, kıyâmet günü olunca mahlûkâtını bir alana toplar. Sonra kullarından birisine: 'Ey kulum! Benim kendisinin eliyle nimet gönderdiğim falancaya teşekkür ettin mi?' buyurur. Kul 'Hayır, yâ Rabbi! Ben, o nimetin senin indinden (tarafından) olduğunu bildiğim için, o nimete karşı sana şükürde bulundum' der. Bunun üzerine Allahü teâlâ: 'Kendisi eliyle (vâsıtasıyla) nimet gönderdiğim kimseye teşekkür etmeyince, bana şükretmiş olmazsın' buyurur.”