Ehl-i sünnet itikadının önemi hakkında...
22/01/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
İslam âlimlerinin ve
evliyanın büyüklerinden İmam-ı Rabbani hazretleri “rahmetullahi
teala aleyh” buyuruyor ki:
Âkıl ve bâlig olan erkeğin ve kadının birinci vazifesi, Ehl-i
sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid, iman bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun
olarak inanmaktır. Allahü teâlâ, o büyük âlimlerin çalışmalarına bol bol sevap
versin! Âmîn.
Kıyamette Cehennem azâbından kurtulmak, onların bildirdiklerine
inanmaya bağlıdır. Cehennemden kurtulacak olanlar, yalnız bunların yolunda
gidenlerdir. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” ve Eshâbının
“rıdvânullahi aleyhim ecmaîn” yolunda gidenler, yalnız bunlardır.
Kitaptan,
yani Kur’ân-ı kerîmden ve Sünnetten, yani hadis-i şeriflerden
çıkarılan bilgiler içinde kıymetli, doğru olan yalnız bu büyük âlimlerin, “Kitaptan
ve Sünnetten” anlayıp bildirdikleri bilgilerdir.
“Kitaptan ve Sünnet”ten bizim ve sizin
anladıklarımızın hiç kıymeti yoktur. Ehl-i sünnet âlimlerinin anladıklarına
uymak lâzımdır. Bizim anladıklarımız, Ehl-i sünnet âlimlerinin anladıklarına
uymuyor ise, hiç kıymeti olmaz. Çünkü her bid’at sâhibi, [itikadı bozuk kimse,
reformcular] ve doğru yoldan kayarak dalâlete düşenler, sapık bilgilerini ve
bozuk işlerini, Kur’ân-ı kerîmden ve hadis-i şeriflerden anladıklarını
ve bu iki kaynaktan çıkardıklarını söylemektedirler. Bu sözleri çok yanlış ve
haksızdır.
Demek ki, “Kitaptan ve Sünnetten” çıkarıldığı
bildirilen her sözü, her yazıyı doğru sanmamalı; itikadı bozuk kimselerin,
reformcuların yaldızlı propagandalarına aldanmamalıdır.
Allah korusun, itikat edilecek şeylerde, bir sarsıntı olursa,
kıyamette, Cehennemden hiç kurtulmak olmaz. İtikat doğru olup da, işlerde
gevşeklik olursa, tövbe ile ve belki tövbesiz de af olunabilir. Eğer af
olunmazsa, Cehenneme girse bile, sonunda yine kurtulur.
Görülüyor ki, işin aslı, temeli, itikadı düzeltmektir.
Dünya ve ahiret saadetlerine kavuşmak için, dünya ve ahiretin
efendisine “sallallahü aleyhi ve sellem” uymak lâzımdır. Ona uymak için, Ehl-i
sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak, önce itikadı düzeltmek
lâzımdır.
Bundan sonra, o büyüklerin Kur’ân-ı kerîmden ve hadis-i şeriflerden anlayıp bildirdikleri helal, haram, farz, vacip, sünnet, mendûb, mübah ve müştebeh [şübheli] bilgilerini öğrenmek ve bütün işlerini bunlara uygun olarak yapmak lâzımdır.