Mübarek üç aylar
22/01/2023 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sual: Halk arasında "üç
aylar" olarak bilinen aylar hangileridir ve bunların özelliği, kıymeti
nedir?
Cevap: Allahü
teâlâ, kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı günlere, gecelere
ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve tövbeleri kabul edeceğini
bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapmaları, yalvarmaları, dua ve tövbe
etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır. Halk arasında üç aylar
olarak bilinen receb, şaban ve ramazan aylarını da, kullarının yalvarmaları,
dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır. Bu mübarek üç ayların ilki
receb ayıdır ki, Âdem aleyhisselamdan beri kıymetli idi. Her ümmet, bu aya
saygı gösterirdi. Receb, muhterem, kıymetli demektir. Hadis-i şeriflerde;
(Receb,
Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ,
dünyada ve ahırette ikram eder.)
(Receb-i
şerifin bir gün evvelinden, bir gün ortasından ve bir gün de sonundan oruç
tutana, Receb-i şerifin hepsini tutmuşcasına, Hak teâlâ ihsanda bulunur) buyuruldu.
Üç aylardan ikincisi şaban ayıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Şaban-ı
şerif, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ Arş-ı a'lânın meleklerine
azamet-i şâniyle buyurur ki: Ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim
kullarım sevgilimin ayına nasıl hürmet ediyorlar. İzzim, celâlim hakkı için ben
de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.)
(Her kim
Şaban-ı şerifte üç gün oruç tutarsa, Hak teâlâ, Cennet-i a'lâda ona bir yer
hazırlar) buyuruldu.
Üç ayların üçüncüsü ise ramazan ayıdır. Hadis-i şerifte;
(Ramazan
ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
bağlanır) buyuruldu.
Sual:
Namazlardan sonra, duadan önce çekilen tesbihlerin adedi, kitaplarda
bildirilmiştir. O tesbihleri mutlaka bildirilen miktarda mı çekmek gerekir?
Cevap: Namazdan
sonraki tesbihleri okurken otuzüç adedine dikkat etmek lazımdır. İslamiyetin
emirlerinde, hikmetler, faydalar vardır. Bu adetler, ilacın miktarı gibidir.
Fazla veya noksan olursa, istenilen fayda hasıl olmaz.
Sual:
Bilmeyen veya yanlış yapan birine, dinin doğru olan emrini bildirmek gerekir
mi?
Cevap: Kabul edeceği zan olunan kimseye emr-i ma'ruf yapmak, nasihat etmek, dinin emrini bildirmek vaciptir. Çünkü kul hakkıdır.