Uzeyr aleyhisselam
25/05/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Kudüs’te doğup aynı yerde vefat eden Hazreti Uzeyr'in
ismi Kur’ân-ı kerîmde geçmekte ancak peygamber olup olmadığı açıkça
bildirilmemiştir...
Hazreti Uzeyr, İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden veya
velîlerdendir. Kudüs’te doğdu. İsmi Kur’ân-ı kerîmde bildirilmiş olup,
peygamber olup olmadığı açıkça bildirilmemiştir...
Allahü teâlâ ilâhi emirlerden yüz çevirip, peygamberlerin nasîhat ve ikâzlarına
kulak tıkayan İsrailoğullarına Bâbil hükümdârı Buhtunnasar’ı cezâ olarak
musallat etti. Kudüs’ü istilâ eden Buhtunnasar, Mescid-i Aksa’yı
yıkıp, Kudüs şehrinin bağ ve bahçelerini harap etti.
İsrailoğullarından çoğunu öldürüp, pekçok çocuk ve genci de esir alarak
Bâbil’e götürdü. Bâbil’e götürülen genç esirler arasında Uzeyr aleyhisselam da
vardı.
Uzeyr aleyhisselam Bâbil’de bir müddet esâret hayâtı yaşadıktan sonra elli
yaşında olduğu sıralarda bir fırsatını bulup memleketi olan Kudüs’e gitmek
üzere yola çıktı. Kudüs yakınına gelince, bir bahçede konaklayıp merkebinden
yükünü indirdi ve bir ağaca bağladı. Geriden Kudüs şehrini seyredip; şehrin
harap, yolların ve bahçelerin viran olduğunu üzülerek gördü... Bir ağaç
altına oturup, yıkılmış evlere, bozulmuş yollara, çürümüş tenlere, yığılmış
kemiklere bakıp âlemin sonunu, yeniden dirilişi ve Allahü teâlânın kudretini
düşündü. Kendi kendine “Acaba, bu hâlden sonra Hak teâlâ bu şehri nasıl
tâmir ve ihyâ eder” diyerek tefekküre dalıp uyudu.
Allahü teâlâ onu yüz sene öldürdü. Hayattan mahrum etti. Onun bedenini,
yiyecek ve içeceğini insanların ve hayvanların gözünden gizledi. Uzeyr
aleyhisselamı ölü bırakmasından yetmiş sene kadar sonra, Fâris hükümdarlarından
Nüşek adında bir hükümdar eliyle Beyt-i mukaddesi (Mescid-i Aksa) ve Kudüs
şehrini îmâr etti. Bu sırada Bâbil hükümdarı Buhtunnasar öldüğünden
İsrailoğulları esâretten kurtulup memleketlerine döndüler...
Otuz sene daha geçtikten sonra Allahü teâlâ Uzeyr aleyhisselamı yeniden
diriltti. Uzeyr aleyhisselam kendisinin bir gün veya bir günden az olarak
uyumuş olduğu uykudan uyandığını zannetti. Allahü teâlâ vahyedip yüz sene
kaldığını bildirdi. Uzeyr aleyhisselam merkebine baktığı zaman onun parça parça
olan kemiklerinin vücûdundan ayrılmış olduğunu gördü. Allahü teâlâ merkebi
tekrar diriltti. Bu durumu gören Uzeyr aleyhisselam, “Ben bilirim ki, şüphesiz
Allahü teâlâ her şeye kâdirdir. (Bütün ölüleri diriltmeye gücü yeter) buyurarak
Allahü teâlânın kudretini müşâhede etti...
Uzeyr aleyhisselam yeniden dirilen merkebine binip Kudüs şehrine geldi
ve İsrailoğullarına Tevrat’ın hükümlerini tebliğ etmeye onları
azgınlık ve sapkınlıklardan sakındırmaya çalıştı. Ancak İsrailoğulları Uzeyr
aleyhisselamın dâvetini kabul etmediler. “Bu kadar uzun zamandan sonra
Uzeyr’in Tevrat’ı ezbere okuması mümkün değildir"
düşüncesiyle “Uzeyr Allah’ın oğludur” diye iftirâda bulundular.
Uzeyr aleyhisselam ise onların bu inanışlarının küfür ve sapkınlık olduğunu,
vazgeçmemeleri hâlinde şiddetli azâba uğrayacaklarını bildirdi. Kudüs’te,
vefat edinceye kadar İsrailoğullarının arasında bulundu. Onları hak yola dâvet
etmeye devâm etti...