"O kardeşiniz esâretten kurtuldu şimdi sevinin!
27/10/2024 Pazar Köşe yazarı V.T
Şüsterî hazretlerinin sevdiklerinden Ahmed isminde bir zât esir düşmüştü...
Ebü'l-Hasan Şüsterî hazretleri evliyânın
büyüklerindendir. Endülüs'te doğdu ve orada yaşadı. Tasavvuf ilmini ve edebi,
Ebû Muhammed bin Sebîi'den öğrendi. 1269 (H.668) senesinde, hacdan dönerken
Mısır’da Dimyât'ta vefât etti. Kerâmetleri ve menkıbeleri çoktur. Şöyle
anlatılır:
Câye denilen şehirde, Ebü'l-Hasan bin Alâl isminde,
dînine bağlı ve emâneti koruyan bir zât vardı. Bir gün Şüsterî hazretlerinin
talebelerine ders okuttuğu yere geldi ve onu ders okuturken buldu.
Ebü'l-Hasan'ın ilmini ve talebeye öğretiş usûlünü çok beğendi. Ebü'l-Hasan'a ve
talebelerine, Allahü teâlânın rızâsı için yirmi dirhem ve bâzı yiyecekler
getirmeyi niyet etti. Daha sonra niyet ettiği şeylerin yarısını getirip
aralarında taksim etmeyi ve diğer yarısını da sonra getirmeyi düşündü. O gece
rüyâsında Peygamber Efendimizi (sallallahü aleyhi ve selem) yanında
hazret-i Ebû Bekr ve Ali (radıyallahü anhüma) olduğu hâlde gördü.
Ebü'l-Hasan bin Alâl, rüyâsında görmenin sevinciyle Resûlullah efendimize koştu
ve; "Yâ Resûlallah, Allahü teâlâya benim için duâ buyurun!" diye arz
edince, Resûlullah efendimiz hazret-i Ebû Bekr'e dönüp; "Ey Ebû Bekr,
ver!" buyurdu. Hazret-i Ebû Bekr bir çöreği mübârek eliyle iki parçaya
böldü ve yarısını Ebü'l-Hasan bin Alâl'a verdi. O esnâda Ebü'l-Hasan bin Alâl
uyandı ve o çörek parçasını yanı başında buldu. Hemen hanımını ve çocuklarını
uyandırdı ve rüyâsını anlattı. Ertesi gün Ebü'l-Hasan bin Alâl, Ali
eş-Şüsterî'nin huzûruna, vermeyi kararlaştırdığı para ve yiyeceklerin yarısıyla
geldi ve onları verdi. O zaman Ali eş-Şüsterî; "Ey Ebü'l-Hasan bin Alâl,
biraz yakına gel. Eğer ilk önce getirmeyi niyet ettiklerinin hepsiyle
gelseydin, çöreğin diğer yarısına da kavuşurdun" buyurdu...
Ünvân-üd-Diyâne adlı eserin yazarı şöyle anlatır:
Şüsterî, bir gün talebeleriyle yolculuğa çıktı. Daha
önce sevdiklerinden Ahmed isminde bir zât esir düşmüştü. Bu yolculuk sırasında
Ebü'l-Hasan hazretleri; "Ey Ahmed! Artık bize gel!" diye birkaç defâ
yüksek sesle söyledi. Talebeleri bu sözleri işitince; "Efendim! Ahmed
kimdir? Buralarda öyle birisi yoktur" dediler. Bunun üzerine Ebü'l-Hasan
hazretleri; "Yarın inşâallah sizin kendisiyle sevineceğiniz kimse
olacaktır" dedi...
Ertesi gün Kâbis denilen köye
vardılar. O köye giderken, daha önce esârette olan kişi koşarak geldi.
Ebü'l-Hasan, talebelerine "Haydi şimdi sevinin, bu kardeşinizle
müsâfeha ediniz. O esâretten kurtulmuştur" dedi.