Silsile-i aliyye ne demektir?
02/12/2022 Cuma Köşe yazarı A.D
"Silsile" kelimesi,
"Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra,
halka" anlamına gelir. Mürşid-i kâmil yani âlim ve evliya olan
zatlar, yetiştirdikleri ve artık başkalarını yetiştirebilecek hâle gelen
talebelerine, halifelik ve icazet verirler. Sonra onlar da talebe yetiştirip,
onlar da yetişen talebelerine böyle icazet verirler. Böylece, "âlimler
silsilesi" meydana gelir. Bu halka, Peygamber efendimize kadar ulaşır...
Behaeddin-i Buhari, İmam-ı Rabbani, Mevlâna Halid-i Bağdadi gibi zatların da
içinde bulunduğu silsileye, (Silsile-i aliyye) yani
"yüksek silsile" denmiştir. (Silsilet-üz-zeheb) yani
"altın silsile" de denir.
Hocasız, icazetsiz, İslam âlimi olmaz. Mutlaka Resulullaha
dayanan bir silsilesi olur. Mesela, İmam-ı Rabbani ve Abdülkadir-i
Geylani hazretleri gibi her Ehl-i sünnet âliminin,
Peygamber efendimize kadar bütün hocaları bellidir. Ancak böyle bir zata
bağlanılır ve Onun kitapları okunur. Yazdıkları doğru bile olsa, rastgele
kimselerin kitapları okunmaz. Böyle bir zat bulamayan, yine böyle yetkili olan,
yani silsilesi belli ve icazet sahibi olan bir âlimin yazdığı kitapları
okuyarak, onu kendine rehber kabul etmelidir.
İmam-ı
Rabbani hazretleri daha dört asır önce buyuruyor ki:
"Bu yüksek yolun yolcuları garip oldular, azaldılar.
Şimdiki tarikatçıların yoluna bid’atler karıştığı ve bu yolu bozdukları için,
Resulullahın sünnetine sarılmış olan büyükler, tanınmaz oldu. Bu bilgisizlikten
dolayı, çoğu da, kısa görüşlü oldukları için, bu yüksek yola bid’atler
karıştırdılar. Milletin kalblerini bu bid’atlerle kazanmaya çalıştılar. Böyle
yapmakla, İslam dinini olgunlaştırdıklarını sandılar. Bunlar, bu yüksek yolu
yıkmaya, uğraşıyorlar." (2/62)
İmam-ı Rabbani hazretleri diğer bir mektubunda da buyuruyor ki:
"Bu yol, tam Eshab-ı kiramın yoludur, çünkü o büyükler, Resulullah
efendimizin sohbetinde, daha birinci günde, öyle şeylere kavuştu ki, sonra
gelen en büyük evliya, en sonda, ancak bundan bir parçaya kavuşabilmiştir. İşte
bunun içindir ki, Hazret-i Vahşi, Hazret-i Hamza’yı şehit etmişken, Müslüman
olunca bir kere Resulullahın sohbetiyle şereflendiği için, Tabiin’in en üstünü
olan Veysel Karani’den daha üstün oldu. Resulullahın sohbetinin başlangıcında
Hazret-i Vahşi’ye nasip olanlara, Veysel Karani, o kadar yüksek olduğu hâlde en
sonda bile kavuşamadı. Demek ki, zamanların, asırların en iyisi, Eshab-ı
kiramın asrıdır. İşte büyüklerimizin yolu da, altın silsiledir. Bu yolun başka
yollardan üstünlüğü, Eshab-ı kiram zamanının sonraki zamanlardan üstünlüğü
gibidir. Bu yolun büyükleri öyle kimselerdir ki, Allahü teâlâ bunlara fazilet
ve merhametiyle, daha başlangıçta, en sonun tadını tattırdı. Bunların
derecelerini başkaları anlayamaz. Bunların vardığı makamlar, başkalarının
vardıkları makamların çok üstündedir." (1/66)
Silsile-i aliyye büyüklerinin isimlerini okumak çok faydalıdır. Özellikle şu üç faydası vardır: 1- Feyiz gelmesine sebep olur. 2- Sıkıntı ve üzüntüyü giderir, ferahlandırır. 3- İhtiyaçların ve isteklerin hâsıl olmasına sebep olur.