"Allah şifâ versin"
10/06/2020 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Halep'te yetişen Ebû Bekr bin Ebû Vefâ hazretleri, 1583
senesinde vefât etti.
Bu zâtın fakîr bir komşusu vardı.
Adam bir gün hastalandı.
Kimsesi de yoktu garibin.
Hastalığı günden güne ağırlaştı!
Çâresizlik içinde kıvranıyordu.
Derken rüyâ gördü bir gece.
Nûr yüzlü bir zât geldi.
Ve oturdu baş ucuna.
Elini onun başına koydu.
Ve şöylece duâ eyledi:
“Cenâb-ı Hak sana şifâ versin!”
O anda ağrıları dindi adamın.
Sevinçle baktı bu büyük zâta.
“Siz ne iyi insansınız” dedi.
O mübârek zât;
“Estağfirullah, ben günahkâr biriyim. Hasta olduğunu işittim, duâ etmeye
geldim” buyurdu.
Adam iyice merak etti.
Ve sordu hemen:
“İsminizi bağışlar mısınız?”
“Adım, Ebû Bekr” dedi.
Ve kayboldu gözden.
Adam uyanıp fırladı ayağa.
Turp gibiydi artık...
● ● ●
Bir gün bu zâta sordular:
“İnsan için en faydalı şey nedir efendim?”
Buyurdu ki;
“İyi arkadaştır.”
“En zararlı şey nedir hocam?”
Cevâbında;
“Kötü arkadaştır. Ancak kötü arkadaş yalnız insandan olmaz. Seni doğru yoldan uzaklaştıran her şey, mesela okuduğun (kitap) zararlıysa, o bile kötü arkadaştır” buyurdu.