Âlemin dışı güzel içi ibrettir...
02/09/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Ömer İbn-i Fârid hazretleri büyük velîlerdendir. 1180 (H.576)
senesinde Mısır'da doğup, 1238 (H.636) senesinde yine burada vefât etti. İlk tahsilinden
sonra Şâfiî fıkhı ile meşgûl oldu. İbn-i Asâkir'den hadîs-i şerîf ilmini aldı.
Büyük hadîs âlimi Münzirî ve başkaları kendisinden hadîs-i şerîf rivayet etti.
Ezher'de hatiplikle meşgûl oldu. Sonra tasavvuf yoluna ve yalnızlığa meyletti.
Sohbetlerinde buyurdu ki: "Âlemin dışı güzel, içi ibrettir.
Nefis, dışının güzelliğine, kalb, içinin ibretlerine bakar."
"İhtiyâcını sakın O'ndan başkasından isteme! Sana gelen,
O'ndan gelir. O'ndan başkasından nasıl istenir ki? O'ndan başkası kendi
ihtiyâcını gideremezken, kendisinden isteyenin ihtiyâcını nasıl görsün,
istediğini versin?"
"Ne kadar şaşılsa yeridir ki, bir kimse, ayrılmayacağı
şeyden kaçıyor ve onunla kalmayacak olan dünyâyı istiyor. Gözleri kör değilse
de, sînesindeki kalb kördür."
"Kalbin ölü olmasının alâmetlerinden biri, insanın
kaçırdığı iyiliklere üzülmemesi ve yaptığı kötülüklere pişmân
olmamasıdır."
"Eğer adâletle muâmele olunursan, küçük günahlardan bile
helâk olursun. Allahü teâlâ ihsân ile muâmele ederse, büyük günâhın da olsa
kurtulursun."
"Zulmet nefsin askeri, ordusu olduğu gibi, nûr da kalplerin
askeridir. Allahü teâlâ bir kuluna yardım etmek isteyince, nûr askerleri ile
imdâd edip, zulmetten onu uzak eder."
"İbâdetine, senden meydana geldi diye sevinme, Allahü
teâlânın lütfu ile, ibâdetin sende meydana geldiğine sevin. 'Bunlar, Allahü
teâlânın ihsânı ve rahmeti iledir' de."
"Nîmetlere şükretmeyen, elden çıkmalarına çalışmış olur.
Nîmetlere şükreden, onları en kuvvetli bağlarla bağlamış olur."
"O'nun yolunda kötülük üzere olduğun hâlde, sana ihsânları
devâm ediyorsa, bunların istidrâc, yâni seni felâkete götüren şeyler olmasından
kork. A'râf sûresi 182. âyet-i kerîmesi, meâlen; (Onları, bilemeyecekleri yönden azar azar
helâke yaklaştırırız) bunu haber vermektedir."
"Her kusurdan münezzeh olan Rabbim! Dostlarını, evliyânı
öyle yaptın ki, onları bulan sana kavuşuyor ve sana kavuşmayan, onları
tanımıyor."
"İki iş arasında durakladığın, iki şey arasını ayıramadığın
zaman, hangisinin nefse daha ağır geldiğine dikkat et ve onu yap. Çünkü nefse ağır
gelen, ancak doğru, hak olandır."