"Duânızı almaya geldim!"
03/09/2023 Pazar Köşe yazarı A.U
Bağdat
evliyâsından Mârûf-i Kerhî hazretleri zamânında; bir
Hristiyan, Müslüman komşusuna;
“Komşu, biliyorsun
çocuğumuz olmuyor. Beni, bir din adamınıza götür. Onun duâsıyla belki bu
arzumuza kavuşuruz” diye ricâ etti.
O da “Peki” dedi.
Ve Mârûf hazretlerine
götürdü onu.
Hazret-i Mârûf, onu
dinleyince hemen ellerini kaldırıp;
“Yâ Rabbî! Bu kuluna
hayırlı bir evlât ver ki, o çocuğun vesîlesiyle bunlar da îmân edip, sonsuz
Cehennemden böylece kurtulsunlar!” diye duâ etti.
Duâsı kabul oldu.
Ve bir erkek evlâdı
oldu Hristiyanın.
Büyüyünce onu bir
râhibe götürüp “Bunu, dînimize göre yetiştir” dedi.
Râhip “Peki” dedi.
Ve çocuğa dönüp;
“Ben ne dersem
aynısını söyliyeceksin! Tanrı üçtür” dedi.
Çocuk îtiraz edip;
“Hayır, Allah birdir
ve bütün insanlar Onun kullarıdır” dedi.
Râhip tekrar etti:
Hayır, tanrı üçtür
diyeceksin.”
“Diyemem! Tanrı üçtür
diyenler Cehennemde yanar.”
Râhip insafa geldi.
Ve şehâdeti söyleyip
Müslüman oldu.
Sonra çocuğun evine
gittiler.
Çocuğun bu hâlini
babasına anlatınca; adam, hazret-i Mârûf'un yıllar önce yaptığı duâyı
hatırlayıp; “Vallâhi bu iş, Mârûf-i Kerhî hazretlerinin bir kerâmetidir” dedi
ve îmân etti.
Onu, annesi tâkip
etti.
Böylece hepsi Müslüman
olup, ebedî Cehennemden kurtuldular...