Az kârı reddeden çok kârdan mahrum kalır!
03/09/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
Büyük İslam âlimi İmam-ı Gazali (rahmetullahi teâlâ
aleyh) Kimyâ-i Se’âdet kitabında, buyuruyor ki:
A’râf sûresi, 56. Âyet-i kerimesinde meâlen, (İhsân
edenlere, elbette rahmetim çok yakındır) buyuruldu.
İhsân, emredilmeyen iyiliği yapmaktır. Ticarette ihsan,
birkaç şekilde olur:
Müşteri, fazla ihtiyacı olduğu için, çok para vermeye razı olsa
bile, çok kâr istememelidir. Büyüklerimiz az kârla, çok iş yapar, bunu
daha bereketli bulurlardı. Halife Ali “radıyallahü anh”, Kûfe şehri çarşısında
dolaşarak, "Az kârı reddetmeyiniz! Çok kârdan mahrum kalırsınız!" buyururdu.
Eshâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” büyüklerinden Abdurrahman bin
Avf’a “radıyallahü anh”, “O büyük serveti nasıl kazandın?” dediklerinde cevaben
buyurdu ki: “Çok az kâra da razı oldum. Hiçbir müşteriyi boş çevirmedim.”
Muhammed bin Münkedir, din büyüklerindendi. Mağazası vardı.
Çeşitli kumaş satıyordu. Kimisinin zrâ’ı [bir zrâ’ 0,48 metredir] beş altın,
kimisinin, on altın idi. Bir gün, kendisi yok iken, çırağı, bir köylüye, beş
altınlık kumaşı, on altına sattı. Kendi gelip, haber alınca, akşama kadar
köylüyü arattı. Köylüyü görünce, bu kumaş beş altından fazla etmez
dedi. Köylü, ben bunu, seve seve aldım deyince, "Ben kendime uygun
görmediğimi din kardeşime de uygun görmem. Ya satıştan vazgeç, beş altını
geri al, yahut da gel, on altınlık kumaştan vereyim" buyurdu. Köylü
beş altını geri aldı. Sonra, birisine, bu mert kimdir diye sordu. Muhammed bin
Münkedir dediler. Bu ismi duyunca "Sübhânallah! Bu, öyle kimsedir ki,
çölde susuz kalınca yağmur duasına çıkıp, onun adını söylediğimiz zaman rahmet
yağıyor" dedi.
Fakirlerin malını fazla para ile almalı, onları sevindirmelidir.
Meselâ, dul kadınların eğirdiği ipliğine, çocukların sattığı meyvelere çok para
vermelidir. Bu sûretle çalışanlara yardım etmek, sadaka vermekten daha sevaptır.
Böyle yapanlar, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” duasına kavuşur.
Çünkü (Alışverişte
kolaylık gösterenlere, Allahü teâlâ merhamet eylesin!) diye
dua buyurmuştur. Fakat, zenginden mal alırken pazarlık edip, ucuz almalıdır.
Hazret-i Hasan ve Hüseyin “radıyallahü teâlâ anhümâ” her
aldıklarında pazarlık eder, ucuz almaya uğraşırlardı.
Kendilerine "Bir günde binlerle dirhem sadaka veriyorsunuz da, bir
şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz?" dediklerinde,
"Verdiklerimizi Allah rızâsı için veriyoruz. Ne kadar çok versek yine
azdır. Fakat, alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan
olmasıdır" buyururlardı...