Samîmiyet ve sabır güzel hasletlerdir...
13/05/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
"Tarîkatlerde asıl
olan kalbin çeşitli hastalıklarından temizlenerek şifâ bulmasını temin
etmektir..."
Câhidî Sultan Osmanlı
evliyasındandır. Asıl adı Ahmed Câhidî Efendi olup, Halvetiyye tarîkatından
Câhidiyye kolunun kurucusudur. Edirne'de doğdu. 1659 (H.1070)'da Çanakkale'nin
Kilidü'l-Bahr köyünde vefât etti. Küçük yaştan itibâren din ve fen ilimlerinde
yetişti. Aynı zamanda Cemâliye ve Uşşakiye tekkelerinde dersler alarak şeyhlik
makâmına yükseldi.
Bir gün Çanakkale'ye
geçmek için Kilidü'l-Bahr iskelesine geldi. Parası olmadığı için zamânın
kayıkçıları kendisini kayığa almadılar. Üzgün bir hâlde dönüp evine geldi.
Kendisini gören hanımı Kerîme Hâtun niçin gitmediğini sordu. Câhidî
hazretlerinin kayığa alınmadığını söylemesi üzerine de; "Al şu seccadeyi
de bin üzerine, Çanakkale'ye geç gel" dedi. Bu şekilde Çanakkale'ye geçen
Câhidî Efendiyi gören kayıkçılar şaşırıp kaldılar. Böylece onun büyük bir velî
olduğunu anladılar...
Talebelerinden birisinin sohbet esnâsında kalbin ne şekilde terbiye edileceğine
dâir sorduğu suâle Ahmed Câhidî hazretleri şu cevâbı verdi:
"Tarîkatlerde asıl olan kalbin çeşitli hastalıklarından temizlenerek
şifâ bulmasını temin etmek, onu güzel sıfatlarla süslemektir. Allahü teâlâya
yaklaşmanın yolları tövbe, nefsini hesâba çekme, yaptığı işlerden gurura
kapılmama ve ümitli olmak gibi kalbî makamlarla, doğruluk, samîmiyet, ihlâs,
sabır gibi güzel hasletlerdir. Tasavvuf yolunda yürüyen kimse bu vasıflarıyla
cenâb-ı Hakk'a yaklaşırsa, mârifet ehlinden olur ve bu sûretle en yüksek
derecelere kavuşur. Tarîkatlerde esas olan zikir şunlardır: 1. Dilin
zikri: Kalpten kötülüklerin izale edilmesini sağlayacak olan cenâb-ı Hakk'ın
anılması. 2. Kalbin zikri: Allahü teâlâyı kalpten tefekkür etmek, düşünmek ve
O'nun kalbe nazar ettiğini bilmek. 3. Nefsin zikri: Harf ve ses yerine his ve
hayâl ile içten, kalpten Allah'ı anmak. 4. Rûhun zikri: Cenâb-ı Hakk'ın
kâinâtta tecellî eden, güzel sıfatlarının netîcesine bakarak O'nu tefekkür
etmek, düşünmektir. Bu zikir çeşitleri kişiyi kemâl mertebesine ulaştırmak için
en kuvvetli yoldur. Bunlar tarîkatte zikir çeşitlerinin özetidir. Gayrisi teferruâttan
ibârettir."
Bu mübarek zat,
talebelerine; "Lâ ilâhe illallah, diyerek kalbinizin pasını siliniz"
dedikten sonra, şu şiiri söylerdi:
Her kelâmın âlâsı, Lâ
ilâhe illallah
Cümle varın mevlâsı, Lâ ilahe illallah
Cümle derdin dermânı,
koma dilinden anı
Müminlerin îmânı, Lâ ilâhe illallah
Tâliblerin şükrüdür, kalplerinin fikridir
Dillerinin zikridir, Lâ ilâhe illallah.