"Ayrılığıma sabret!"
13/08/2024 Salı Köşe yazarı A.U
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sevenlerinden Emîr Hüseyin
adındaki âşık bir talebesi anlatıyor:
Bir
gün hocam bana;
“Ben
yarın bir dostumu görmeye gideceğim. İnşallah on beş güne dönerim, ben
gelinceye kadar ayrılığıma sabret’ buyurdu.
Ve o
sabah ayrılıp gitti...
O
gidince, kalbim de kopup onunla beraber gitti sanki.
Devamlı
ağlıyordum.
Dergâhta
talebeden biri de benim bu hâlime dayanamayıp ağlıyordu!
Ona
derdimi açıp;
“İnşallah
hocam bu hâlimi anlayıp yarı yoldan döner” dedim.
Ertesi
gün oldu.
Duydum
ki, hocam geri dönmüş. Çok sevindim. O anda kapı açıldı ve hocam girdi içeri.
Çok
heybetliydi!
“Oğlum!
Ben sana, on beş gün sabret, dedim, niçin sabretmedin ve niçin muhabbet dağını
önümüze set çektin?” buyurdu.
Sonra
o arkadaşa dönüp;
“Dün
gece, bu bizden bahsedip ne dedi?” diye sordu.
O da
cevâben;
“Hocam!
Hep sizi anıp ağlıyordu. Bir ara ‘inşallah yarı yoldan geri dönüp
gelir’ dedi” diye arz etti.
Üstâdım
cevâben;
“İşte
bu derece muhabbet, dağ gibi önüme dikildi, onu aşıp da yola devam edemedim.
Mecbûren geri döndüm’ buyurdu."
Yine
de affetti ve;
“Evlâdım! Benden ayrı kalınca, beni seninle
düşün. Çünkü ben, senden ayrı değilim. Ne zaman beni ansan, o anda yanındayım” buyurdu.