En son vefat eden "hidâyet yıldızı!"
19/09/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Ebüt-tufeyl Âmir bin Vâsile "radıyallahü anh" en son vefat eden
sahâbedir. Mekke'de, hicretin yüzüncü yılında vefat etmiştir.
Bugün "Son sahâbe" Ebüt-tufeyl Âmir bin
Vâsile'nin "radıyallahü anh" vefat yıl dönümüdür. Bu vesileyle,
önce Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Efendimizin mübarek
eshâbından bahsetmek istiyoruz efendim...
Peygamberlerden ve meleklerin üstünlerinden sonra, bütün yaratılmışların en
üstünü, Eshâb-ı kirâmdır. O mübarek zatlar, Resulullah'a o kadar tâbi
idiler ki her sözüne tereddütsüz "peki" derlerdi... Bir hadîs-i
şerîfte şöyle buyuruldu: "Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir.
Hangisine uyarsanız, hidâyete kavuşursunuz."
Eshâb-ı kirâm, dînî hükümler husûsunda en mûteber otoritedir. Çünkü
Kur'ân-ı kerîmi, Peygamberimizden öğrenip, kendilerinden sonrakilere
öğretmişler ve açıklamışlardır. Peygamber efendimizin yaptıkları ve
söyledikleri hakkında bilgiler, bunların bizzat görerek ve duyarak
naklettikleri şeylere dayanır. İşte bunların bütün olarak naklettikleri
hükümler, hadîs-i şerîflerin temelini teşkil etmiştir...
Resûlullah vefât ettiği zaman yeryüzünde yüz yirmi dört binden fazla sahâbi
vardı. Dört Halîfe devrinde de Eshâb-ı kirâm, İslâm dînini yaymak, cihâd
etmek husûsunda sözlerine sâdık kaldılar. Sözlerinden dönmediler. Hepsi ittifak
hâlinde, yerlerini, yurtlarını terk ile Arabistan'dan çıkıp, her tarafa
yayıldılar. Gidenlerin çoğu, geri dönmeyip, gittikleri yerlerde vefat edinceye
kadar cihâd etti ve İslâm dînini yaydılar. Böylece az vakitte çok memleket
alındı. Fethedilen yerlerde İslâmiyet hızla yayıldı...
***
Ebüt-tufeyl Âmir bin Vâsile "radıyallahü anh" en son vefat eden
sahâbedir. (Hicri 100-Miladi 718)... Kinâne kabilesinin şâirlerinden
ve ileri gelenlerindendir. Uhud Savaşının olduğu sene dünyâya geldi. Küçük
yaşta Resûlullah efendimizi gördü. Peygamber efendimizin vefâtından sonra
Kûfe'ye gitti. Devamlı Hazreti Ali'nin sohbetlerinde bulunurdu. O'nun bazı
savaşlarında bayrağını taşıdı. Hazreti Ali şehîd edilince Mekke'ye döndü.
Hazreti Muâviye O'na iltifat edici, nâzik bir mektup gönderdi. Şam'a gitti.
Sonra Muhtar es-Sekafî ile beraber, Hazreti Hüseyin'in şehîd edilmesinden
dolayı Emevîlere karşı çıktı. Muhtar es-Sekafî öldürülünce bir kenara çekildi.
Emevi halifelerinden Ömer bin Abdülazîz zamanına kadar yaşadı. Güzel, edebî
şiirler söylerdi. Hayâtının son zamanlarına doğru; "Bugün yeryüzünde
benden başka Resûlullahı gören hiçbir kimse yoktur" demiştir.
Mekke'de, hicretin yüzüncü yılında bir düğünde, oğlunun vefâtı hakkında söylemiş olduğu bir kasîde okunurken çok üzülen bu mübarek zat, aynı sene orada vefât etti. Allahü teala şefaatine nail eylesin...