Bitlis'te bir gönül sultanı Seyyid Sıbgatullâh-i Hîzânî
15/07/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Seyyid Sıbgatullâh-i Hîzânî hazretleri, Osmanlı âlim ve
velilerinden olup, Seyyid Taha-i Hakkârî hazretlerinin halifelerindendir.
1870 yılında vefat etti. Kabri, Bitlis'in Hizan ilçesinin Gayda
köyündedir...
Küçük yaştan itibaren ilim tahsiline başladı. Babası Seyyid
Lütfullah Efendi onun yetişmesi için hususi gayret sarf etti. Çok zeki olan
Seyyid Sıbgatullâh, kısa zamanda kelâm, tefsir, hadis, fıkıh gibi zahiri
ilimleri tahsil etti.
Zamanının fen bilgilerinde de mütehassıs oldu. Tasavvufa karşı
büyük alaka duydu. Birçok âlim ve veli zatın ilim meclislerinde ve sohbetinde
bulundu. Van'a giderek Seyyid Muhyiddin Efendinin hizmetine girdi. Seyyid
Sıbgatullâh, hocasının verdiği vazifeleri yapmak için canla başla çalıştı. Ağır
riyazetler ve mücahedeler çekti. Uzun yıllar hocasının hizmet ve sohbetiyle
şereflendi. Nihayet bir gün hocası ona; "Vefat etmiş velilerden istifade
edecek, faydalanacak makama geldin" buyurdu. Seyyid Muhyiddin vefat
edince, Şeyh Halid-i Cezerî'ye gitti. Bu mübarek zatın vefatına kadar sohbetleriyle
şereflendi. Sonra Seyyid Taha'nın, Molla Murad Hurusi'yle gönderdiği;
"Kendi yuvana dön!" haberiyle, Taha-i Hakkârî'nin şerefli hizmetine
koşup, hakiki ve esas yuvaya kavuştu. Seyyid Taha hazretleri, Resulullah
efendimizden mürşidleri vasıtası ile gelen feyiz ve bereketleri onun kalbine
akıttı. Kalb gözü açılıp yüksek makamlara kavuştu...
Mürşidi Seyyid Taha hazretleri vefat edince, onun yerine geçen
Seyyid Salih hazretlerinin sohbetine devam etti. Seyyid Taha'nın huzurunda
kemal ve ikmal mertebelerine ulaşan Seyyid Sıbgatullah, Hizan ve Gayda'da halkı
irşad eyledi ve insanlara İslamiyet’in emir ve yasaklarını anlattı. Sohbetinde
bulunup bir teveccühüne mazhar olanın kalbinde, Allahü teâlânın muhabbeti
yerleşirdi...
Bu mübarek zat buyurdu ki:
"Talebe, tavus kuşu gibi olmalıdır. Güzel kanatlarına, renk
renk tüylerine değil, siyah bacaklarına bakmalıdır. Nefsini son derece kusurlu
görmedikçe istikamet ele geçmez. Bu şekilde görmemek büyük günahtır. Muhabbet,
ihlaslı amel ve gayret talebeliğin şartıdır. Bunlardan birinin eksik olması
manevi felaket alametidir."
Seyyid Sıbgatullâh hazretleri vefat etmeden önce buyurdu ki:
"Maksat, İslamiyet'in bildirdiği yönde istikamet üzere olmaktır. Bid’atten
ve İslamiyet'e aykırı olarak yapılan amellerden feyiz alınmaz. Tasavvuf,
İslamiyet’e uymak demektir. İslamiyet’e uymadan vilayete, yani veliliğe
kavuşulur diyen sapıktır, zındıktır. Namazlardan hemen sonra istiğfar ediniz.
İslamiyet’in bildirdiği hususlara uymayan ve sünneti terk eden mürşid, yol
gösterici olamaz."