Görünmeyen his organları beştir...
16/07/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
Torun Sâlih Efendi Kayseri evliyâsındandır. 1799 (H.1214)
târihinde Kayseri'de doğdu. Âlim ve zâhid bir zât olan dedesi Mûsâ Efendi,
kendisine "Torun" diye hitâb ettiği için adı halk arasında
"Torun Efendi" diye meşhur oldu. Kayseri’de medrese tahsilini
tamamladı. Câmi-i Kebîr’de müderrislik vazîfesine getirildi. 1885 (H.1302)
yılında Kayseri'de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Görünmeyen his organları da beştir: Birincisi, "Hiss-i
müşterek"dir. Bu duygunun yeri, beynin önündedir. His organlarından
beyindeki duygu merkezlerine gelen hâricî tesirlerin hepsi, burada toplanır.
İkincisi, "Hayâl"dir. Bunun yeri, beynin birinci boşluğunun
önündedir. Hiss-i müşterekte toplanıp anlaşılan, hissedilenler burada saklanır.
Bir cisme bakınca, bu cisim, hiss-i müşterekte duyulur. Bu cisim, göz önünden
çekilince, hiss-i müşterekte hissedilmesi kalmaz. Fakat, hayâle gelen tesîri
uzun zaman kalır. Hayâl olmasaydı, herkes birbirini unutur, kimse kimseyi
tanımazdı. Üçüncüsü, "Vâhime"dir. His organları ile duyulamayan,
fakat duyulanlardan çıkarılabilen mânaları anlar. Meselâ düşmanlık, doğruluk
bir organla his edilmez. Fakat dost, düşman olan kimse görülür, hissedilir. Bu
kimselerden dostluğu, düşmanlığı anlayan iç kuvvete vâhime denir. Vâhime
kuvveti olmasaydı, koyun, kurdun düşman olduğunu anlamaz, ondan kaçmazdı.
Yavrusunu da korumazdı. Dördüncü kuvvet, "Hâfıza"dır. Vâhimenin
anladığı mânaları saklar. Beşinci kuvvete "Mütasarrıfa" denir.
Anlaşılan duyguları ve mânaları karşılaştırıp, yeni mânalar elde eder. Meselâ
zümrüdden bir dağ düşünür. Şairlerde bu kuvvet fazladır.
Hayvân ruhunun ikinci kuvveti olan, hareket kuvveti de, iki
türlüdür: Birincisi, "Şehevî" kuvvettir. İnsanlar ve hayvânlar,
şehvet kuvvetleri ile, kendilerine tatlı gelen ve muhtaç oldukları şeyleri
isterler. Bunlara "Behimî" kuvvet de denir. İkincisi
"Gadabî" kuvvettir. Bu kuvvet ile, kendilerine çirkin, zararlı
olan şeyleri defederler, kovarlar. Bunlara "Canavar" kuvvetler
de denir.
Hareket kuvvetleri, müdrike kuvvetlerine muhtaçdırlar. Çünkü,
önce duygu organları ile, iyi veya kötü olduğu anlaşılmalıdır ki, istenebilsin
veya atılsın. Bütün bu duyguların ve hareketlerin hepsi sinirlerle
yapılmaktadır.
İnsan kalbi ve ruhu, yalnız insanlarda bulunur. Bu ruhun da iki
kuvveti vardır. İnsan, bu iki kuvvet ile, hayvânlardan ayrılmaktadır. Bu iki
kuvvetten birisi, idrâk edici olan "Kuvve-i âlime" ve
"Müdrike" denilen bilici kuvvettir. İkincisi, "Kuvve-i
âmile" yapıcı kuvvettir.