Kibir, insanı emirlere muhalefete davet eder
28/06/2019 Cuma Köşe yazarı A.D
Âdem aleyhisselâma karşı secde etmesi emredildiğinde, İblis "Ben ondan
daha üstünüm. Beni ateşten yarattın, onu da topraktan yarattın"
diyerek secde etmedi.
Allahü teâlâ kibirli kimseleri sevmez, eninde sonunda onların cezâsını
verir. Bununla ilgili Amr bin Şeybe hazretleri şöyle bir hâdise anlatır:
"Mekke'de bulunuyorduk. Bir adamın katır üzerinde geldiğini, kibrinden
gururundan kimsenin yanına yaklaşamadığını gördük. Kâbe'nin yanından geçiyordu.
Etrafındaki hizmetçilerin bile herkese karşı sert davrandıklarını, adamın
heybet ve ihtişam içinde olduğunu gördük... Aradan yıllar geçti, deve üzerinde
Bağdat'a girdim. Orada başı açık, yalın ayak, uzun saçlı, pejmürde bir adam
gördüm. Tanıyacak gibi oldum. Kendisine dikkatle bakıyordum. Adam, bakışımın
sebebini sordu. Ben de kendisine;
-Seni birisine benzetiyorum, dedim ve kime benzettiğimi anlattım. Adam da;
-İşte o gördüğün benim. Tevâzû gösterilmesi gereken yerde kibirlendim.
Şimdi ise bu hâle düştüm, dedi.
Kibir, insanı, Allahü teâlânın bütün emirlerine muhalefete davet eder. Zira
kibirli insan, başka birinden hak ve hakikati duysa, onu kabul etmek istemez,
hemen karşısına çıkar. Bunun için, dinî konularda münazara edenler, hemen
inkâra kalkışır. Hatta hakkı, karşıdakinin dilinden duysa hemen çeşitli
yollardan, doğru olduğunu bile bile onu çürütmeye çalışır.
İblise, Âdem aleyhisselâma karşı secde etmesi emredildiğinde, "Ben
ondan daha üstünüm. Beni ateşten yarattın, onu da topraktan yarattın"
diyerek secde etmedi. Bu, başlangıçta Âdem aleyhisselâma karşı kibir iken,
neticede Allahü teâlânın emrine karşı gelmekle, ebedî olarak lanetlendi.
Birçok şey kibre sebep olursa da kibrin başlıca yedi sebebi vardır.
Bunlar; ilim, ibâdet, nesep-soy, güzellik, kuvvet, servet,
mevki-makam.
İlmi ile kibirlenmek, âfetlerin en büyüğüdür. Hastalıkların en ağırı ve
tedâviyi en zor kabul edenidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Âlimlerin âfeti, kendilerini büyük görmeleridir.)
İlim sahibi, ekseriya câhile baktığı zaman, kendini ondan üstün görmekten
alıkoyamaz. Hadîs-i şerîfte, (Âlimler, peygamberlerin
vârisleridir) buyuruldu.
İlim sahibi kibirden, Allahü teâlâ katında âlimin mesûliyetinin daha fazla
olduğunu bilmesi ile korunabilir. Zira, günâh olduğunu bilerek isyân eden ile,
bilmeyerek o günâhı işleyenin cezâsı elbette bir değildir.
Yazımızı bir hadîs-i şerîfle bitirelim:
"Kıyâmet günü bir din âlimi getirilip Cehenneme atılır. Cehennemdeki
tanıdıkları ona, (Sen dünyada Allahın emirlerini bildirirdin, niçin bu azâba düştün?) derler.
O da, (Evet, günâhtır yapmayın derdim, kendim yapardım. Yapınız dediklerimi de
yapmazdım. Bunun için, cezâsını çekiyorum) der."