Şarap içenin ibretlik hâli
07/08/2024 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
İçkinin haram olmasının sebebini anlayamayan bir sarhoş
vardı. İlyas bin Muaviye hazretlerine gelip bu hususta bazı
sualler sordu!
İslâmiyet ve sağlığımız -16-
Sarhoşun aklı: İçkinin haram olmasının
sebebini bir türlü anlayamayan veya anlamak istemeyen bir sarhoş, bir gün İlyas
bin Muaviye hazretlerine gelip sordu: "Ey İlyas! Biraz üzüm yesem
bana bir zararı dokunur mu?" 'Hayır!' "Peki üzümden sonra biraz çörek
otu yesem?" 'Hiçbir beis yok, yiyebilirsin.' "Bunların üzerine bir
miktar da su içersem zararı var mı?" 'Kat’iyyen zararı olmaz!'
Sarhoş bu cevapları aldığından memnundu. Dedi ki:
"Fakat bu saydıklarım birleşirse mükemmel şarap olur. Onları midemin
içinde birleştirmek haram olmuyor da, midenin dışında birleştirmek neden haram
oluyor?"
İlyas bin Muaviye gülümsedi, yerden
bir avuç toprak alarak sarhoşa sordu: "Sana bu toprağı atsam bir yerini
kırar mı?" 'Hayır.' "Peki üzerine bir avuç su serpsem acı verir
mi?" 'Kat’iyyen!' "Seni o hâlde iken beş dakika güneşte bekletsem ıstırap
duyar mısın?" 'Duymam.'
İlyas bin Muaviye devam etti:
"Hâlbuki ben bu toprağı, suyu güneşte biraz bekletip kafana atsam ne
olursun?"
Sarhoş, bu sözleri işitince iki eliyle kafasını
tutarak bağırmaya başladı: "Vay kafam, vay kafam..." 'Canım kafana
kerpiç atan yok şimdi, ne bağırıyorsun?' "Kerpiç atmadın ama, anlattığın
şey kafama kerpiçten fazla dank etti!.."
***
Sarhoşun son sözü: Büyük
âlim Abdülazîz-i Revvâd “rahmetullahi aleyh”, başından geçen
bir olayı şöyle anlatıyor:
Medine’de idim. Bir gece Resulullahın mescidine
gidiyordum. Kadının biri yanıma gelip yalvardı: “Ey efendi, eğer sevap
arıyorsan buraya gel! Can çekişmekte olan bir hasta vardır. Yanındakiler hep
kadındır. Bir erkek yok ki; ona şehadet kelimesini telkin eylesin!” dedi. Bunun
üzerine yanına gittim. (Kelime-i şehadeti) ne kadar
telkin ettiysem de söyleyemedi. Gözünü açtı ve “Kaç defadır bu kelimeyi söyle
diyorsun da söyleyemiyorum!.. Ben bu kelimeden ve İslam dininden yüzümü
çevirmişim” dedi ve can verdi. Hâlini araştırdım: “Şarap içerdi” dediler.
***
Şarap içenin kabri: Bir
gün Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve selem”, bir kabristandan
geçiyordu. Kabirden, “El-amân el-amân, Ya Resûlallah! Yirmi yıldan beri
azaptayım. Bana merhamet ve şefâat eyle, imdadıma yetiş!” diye bir ses
duyuldu. Sevgili Peygamberimiz durdu ve düşünmeye başladı. Bunun üzerine
Cebrail aleyhisselam geldi ve buyurdu ki: (Yâ Resûlallah! Bu bir kadın
mezarıdır. Ona sor: Sana cevap versin ve günahının ne olduğunu söylesin!)
Peygamber efendimizin sualine kadın da cevap verdi:
-Yâ Resûlallah! Benim komşularım şarap içerlerdi. Ben,
komşum olan kadın için yirmi bir ekmek pişirmiştim. O da ekmekleri, şarap
içenlerin önüne koymuştu. Yirmi senedir bu ateş içinde yanmaktayım.
Resûlüllah “sallallahü aleyhi ve
selem” mübarek başını secdeye koydu ve dua etti. Allahü teâlâ da, Resûlüllahın
şefâati ile, o kadından azabı kaldırdı...