Namaz kılmayanın ibadeti ruhsuz cesede benzer!..
03/08/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Ehl-i sünnet âlimleri söz birliğiyle buyuruyorlar ki: "İbadetler
imandan parça değildir. Yalnız, namazda söz
birliği olmadı."
Namazsız hayat olmaz. Namazsız Allah'a da kavuşulmaz. Namaz kılmayanın ibadetleri ruhsuz cesede benzer, hiç sevap verilmez. Yani namaz kılmadığı hâlde oruç, zekât, hac gibi ibadetleri yaparsa sadece farz borcunu ödemiş olur, ama o ibadetlere mahsus sevaplara kavuşamaz. Namaz her şeyin başlangıcıdır. Üzülünce, canımız sıkılınca, işimiz bozulunca, hastalanınca namaz kılmalı. Çünkü bir kulun yüce Allah'a en yakın olduğu yer namazdır. Namazda da, en yakın yer secdedir.
(Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi yoktur) sözü, hadis-i
şeriftir, çeşitli hadis kitaplarında vardır. Bunun gibi namaz kılmamanın küfür
olduğunu bildiren hadis-i şerifler çoktur. Birkaçı şöyledir:
(Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberani]
(Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni
Nasr]
(Namaz kılmayanın Müslümanlığı yoktur.) [Bezzar]
(Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı
terk eden kâfir olur.) [Nesai]
(İman, namaz demektir. Namazı itinayla, vaktine ve
diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni
Neccar]
S. Ebediyye’de, (Namaz kılmayanın İslam’dan
nasibi yoktur) hadis-i şerifiyle diğer hadis-i şerifler açıklanarak
deniyor ki:
Ehl-i sünnet âlimleri söz birliğiyle, (İbadetler
imandan parça değildir) buyurdular. Yalnız, namazda söz
birliği olmadı. Fıkıh imamlarından İmam-ı Ahmed ibni Hanbel, İshak
ibni Raheveyh, Abdullah ibni Mübarek, İbrahim Nehai, Hakem bin Uteybe, Eyyub
Sahtiyani, Davud Tai, Ebu Bekir ibni Şeybe, Zübeyr bin Harb ve daha birçok
büyük âlimler, (Bir namazı bile bile, kasten kılmayan kimse kâfir olur) dedi. (Namazın
ehemmiyeti kısmı)
El-fıkh-u alel mezahibil-erbea kitabında
da deniyor ki:
Hanbelîler ile Abdullah bin Mübarek, İshak bin
Raheveyh ve Şafiî’nin bazı eshabı dediler ki:
Namazı mazeretsiz olarak, kasten terk eden kimse kâfir
olur. Bu söz, Hazret-i Ali’den de nakledilmiştir. Bunlar, delil olarak Tevbe
suresinin (Eğer müşrikler tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse
serbest bırakın!) mealindeki 5. âyet-i kerimesini bildirmişlerdir.
Resulullah efendimiz bu âyet-i kerimeyi açıklayarak buyurdu ki:
(Müşrikler La ilahe illallah deyinceye, namaz
kılıncaya ve zekât verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum.) [Buhari]
Diğer üç mezhep mensuplarıysa, (Namaz
kılmayı, zekât vermeyi vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz, bunları yerine
getirmediği için üzülmez, günaha girdiğini bilmezse, kâfir olur) demişlerdir.
Yani Hanefi, Maliki ve Şafii’de namaz kılmayan kâfir olmuyor; ancak önem
vermezse kâfir oluyor.