Allahü tealanın salih kulları çoktur
31/07/2024 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Bazı insanlar vardır
ki, hemen kendisinin yetiştiğini ve çok ibadet ettiğini söyler.”
Ömer
Halvetî hazretleri evliyanın meşhurlarındandır. İran’da Labîcan'da doğdu.
Harezm'e gelip orada Muhammed Harezmî hazretlerinin sohbetlerinde yetişti.
İcazet, diploma alıp, Tebriz'den Herat'a giderek taliplere ilim ve edep
öğretti. 1397 (H.800) tarihinde Tebriz’de vefat etti.
Ömer Halvetî hazretleri talebeliği yıllarında hocasının
dergâhına odun taşırdı. Bir gün yine erkenden dağa gitti. Ormanda yemyeşil
çimenli bir yer bulup "Buradan daha güzel namaz kılacak bir yer
yoktur." diyerek orada birkaç rekat namaz kıldı. O sırada gönlüne bir
düşünce gelip; "Elhamdülillah! Nice kimseler vardır ki, şu anda gaflet
uykusundadır. Onlar ne ibadet eder, ne Allahü teâlânın emirlerine uyar, ne de
haramlardan sakınırlar. Biz ise çok şükür gücümüz yettiği kadar ibadet yapıyoruz"
deyiverdi. Sonra kalkıp bir müddet gezindi. Birden kulağına Allahü teâlâyı
zikreden sesler geldi. Etrafı dinledi. Bu sesler çok hoşuna gitti. Hemen sesin
geldiği tarafa yöneldi. Gördü ki, bir adam baş aşağıya durmuş diliyle Allahü
teâlâyı anıyor, zikrediyor. Onun yanına yaklaştı, selam verdi ve böyle
durmaktaki maksadını sordu. O kimse; "Vücudum bir zaman kıyam üzere ayakta
idi. Lakin ona alıştı. Sonra rükû üzere kaldım, ona da alıştı. Bir zaman da
secdede kaldım. Onun da lezzetini alamaz oldum. Şimdi ben ibadet ediciler ve
hamdedenler zümresine katılmak için bu şekilde zikir ve hamdetmeyi bedenime
layık gördüm. Ben yatsı namazını kıldıktan sonra buraya gelir, bu hâlimle
Rabbimi zikrederim." buyurdu. Ömer Halvetî bunları işitince, kendini beğenme
hâlini hatırlayıp, tövbe etti ve "Allahü teâlânın zikreden nice salih
kulları varmış." diyerek pişmanlık içinde hocasının dergâhına döndü.
Hâlini hocasına anlatmak istedi. O sırada hocası talebelere vaaz etmeye
başlamıştı. Bu durumu kendisi şöyle anlatır: "Hocam bir müddet vaazla
meşgul oldu. Benim hâlimi anlamış olacak ki: "Bazı insanlar vardır ki,
hemen kendisinin yetiştiğini ve çok ibadet ettiğini söyler. Bir-iki rekat namaz
kılmakla öğünür, manevi dereceler ümit ederler. Hâlbuki öyle Hak âşıkları
vardır ki, onlar akşamdan sabaha başı üzere durup Rabbini tahmîd
(Elhamdülillah), tekbir (Allahü ekber) ve temcîd (Lâ havle velâ kuvvete illâ
billah) ederler." buyurdu." Sonra Ömer Halvetî, hocasının yardımı ile
dağlarda bu hâl ile hallenip, Allahü teâlâyı zikreder oldu.