Nefsini mi azarlıyorsun?
09/08/2024 Cuma Köşe yazarı A.U
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sevdiklerinden Emîr Hüseyin adında
biri anlatıyor:
Hocam beni bir iş için Buhara’ya göndermişti.
Yolda, kendi kendime;
“Ey nefsim! Sen ne zaman ıslah olacaksın. Senin
şerrinden ne zaman kurtulacağım. Meğer sen ne hain, ne alçakmışsın. Hatta sen
yüz bin şeytandan daha zararlıymışsın” diyerek nefsimi
azarlıyordum.
O anda bir “ihtiyar” gördüm.
Nur yüzlü bir zattı:
“Selâmün aleyküm evlat.”
“Aleyküm selâm beybaba.”
“Nefsini mi azarlıyorsun?”
“Evet efendim.”
“İyi de, sen, sana düşeni yaptın mı?”
“Neyi mesela efendim?”
“Dinini öğrendin mi, öğrendiğinle amel ediyor musun?
Evet, nefs-i emmâren çok alçak, pek haindir. Ama yola gelmesi de, senin
gayretine bağlı” dedi.
Çok hoşuma gitti.
Nasihat istedim ondan.
“Hocan ne emrederse cân-ü gönülden yap. Zira
kurtulman, ona tabi olmaya bağlı. Bunu yaparsan, nefsini temizlersin. İtiraz
edersen bir milim yol alamazsın” dedi.
Sonra kayboldu gözden...
Sözlerini kalbime yazdım.
Ve çeki düzen verdim hâlime.
Ama kimdi bu zat?
Çok merak etmiştim...
Velhâsıl seferden dönüp hocamın huzuruna geldim.
Bana bakıp sordu:
“Sana, o güzel nasihatleri yapan zatı tanıdın mı?”
“Tanımadım efendim.”
“O, Hazret-i Hızır'dı.”