''Ben yalnız değilim ki!''

09/06/2020 Salı Köşe yazarı A.U

Şam'da yetişen evliyâdan Ebû Bekr-i Dükkî hazretleri, 100 yaşını geçmiş idi.

Ve Şam’da vefât etti.

Gündüzü ilimle geçirirdi.

Geceyi de ibâdetle.

Emânete çok titizdi.

Meselâ birinden aldığı (kalemi) sâhibine vermeği unutunca, bir günlük yolu geri giderek onu sâhibine verdiği meşhurdur.

Ayrıca da;

Resûlullah Efendimizin ve Eshâb-ı kirâmın hayatlarını çok okur, okurken de ağlardı!

Bir gün sevdikleri;

“Hocam! Evde yalnızlıktan sıkılmıyor musunuz, arada bir çıkıp dolaşsanız” dediler.

Cevâben buyurdu ki:

“Ben yalnız değilim ki.”

Şaşırıp birbirlerine bakıştılar!

“Yalnız değil misiniz?”

“Evet, yalnız değilim.”

“Kimlerle berabersiniz?”

“Peygamber Efendimizle ve Onun Eshâbıyla beraberim. Onlarla olan, yalnızlık duyar mı?” buyurdu.

O zaman kavradılar meseleyi.

“Affedersiniz” dediler.

“Biz bunu düşünememiştik.”

● ● ●

Bu zât, âhirette hesap verme endîşesinden (toprak) olmayı arzu ederdi!

Allah’tan çok korkardı!

Sohbetlerinde;

"Rabbim bana, Cennet veyâ Cehenneme girmekle, (toprak) olmak arasında tercîh hakkı verseydi, ben (toprak) olmayı tercîh ederdim!" buyururdu.