Bizim ile münâfıklar arasındaki fark!
30/06/2019 Pazar Köşe yazarı V.T
Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Bizim ile münâfıklar arasındaki fark,
yatsı ve sabah namazlarında bulunmaktır.''
Muhammed Ebherî hazretleri hadîs, kırâat, nahiv ve Mâlikî fıkıh âlimidir.
İran’da Kazvin’de 289 (m. 902)’de doğdu. 375 (m. 986)’da Bağdâd’da vefât
etti. Cemaatle namaz hakkında buyurdu ki:
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) buyurdu ki: “Cemâatle
kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmiyedi derece daha üstündür.”
“Bizim ile münâfıklar arasındaki fark, yatsı ve sabah namazlarında
bulunmaktır. Onlar bu iki namazda bulunmazlar.” Şöyle rivâyet edilir: “Selef-i
sâlihîn, cemâatle tekbîri kaçırdıkları zaman, birbirlerine üç gün taziyede
bulunurlardı. Cemâati kaçırdıkları zaman ise, yedi gün taziyede bulunurlardı.”
Ka’b-ül-Ahbâr (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Dört kimse için mazeret
yoktur. Birincisi, Mekke-i mükerremeye gidecek kadar imkânı olup da hacca
gitmeyen, ikincisi, önüne konulmuş yemek olduğu hâlde, kapıda duran fakiri eli
boş olarak geri çeviren. Üçüncüsü, emr-i ma’rûf ve nehy-i münkere (iyiliği
yapıp, kötülükten menetmeye) gücü yettiği hâlde bunu terk eden. Dördüncüsü,
ezanı duyup da ona icabet etmeyen kimse.”
Ebû Sa’îd-i Hudrî (radıyallahü anh) şöyle anlattı:
Biz, yedi kişi bir yerde bulunuyorduk. Yanımıza Resûl-i ekrem geldi ve
“Rabbiniz ne buyuruyor biliyor musunuz?” dedi. Biz, “Allah ve Resûlü bilir”
dedik. Bunun üzerine Server-i âlem; “Rabbiniz buyuruyor ki; kim evinde
abdest alır, sonra ibadet etmek için câmiye gelirse, onun için benim katımda,
kendisine azap etmeyeceğime dâir bir ahd olur” buyurdu.
Resûl-i ekrem efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Kırk gün, iftitah
tekbirini kaçırmamak şartıyla, beş vakit namazı cemaat ile kılan kimseye;
Allahü teâlâ, biri nifaktan, diğeri de Cehennemden azâd olmak üzere iki berât
yazar” buyurdu.
Denildi ki: “Kıyâmet günü bir kavim, yüzleri parlak yıldızlar gibi olduğu
hâlde haşrolunacaktır. Melekler “Siz ne amel işlediniz ki, yüzünüz böyle
parlak?” diye sorarlar. Onlar “Ezanı duyunca başka hiçbir şeye bakmaz, hemen
abdest alır, cemaata giderdik” derler. Sonra başka bir topluluk getirilir.
Bunların yüzleri ise ay gibi parlamaktadır. Melekler onlara da amellerini
sorunca, onlar da; “Biz dünyâda iken, vakit girmeden abdest alırdık” derler.
Daha sonra başka bir topluluk getirirler. Onların ise yüzleri güneş gibi
parlamaktadır. Onlara da amelleri sorulunca, “Biz ezanı mescidde dinlerdik”
derler.