“Abdülhakîm Efendi nerededir?”
14/05/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Sultan Vahîdeddîn Hân mübârek Hırka-i
saâdeti ziyâret edecekti bir gün.
Yanında Abdülhakîm
Arvâsî hazretleri de olsun arzu etti.
Ve dâvet etti biriyle.
Birçok din adamı da
çağrılmıştı.
Efendi hazretleri,
yardımcısı Şâkir Efendi'yle oraya gelmişti.
O ara Sultan teşrîf
etti.
Ve cemaat arasından
büyük bir vakarla geçip Hırka-i saâdet odasının kapısına geldi.
Cemaate dönüp
seslendi:
“Abdülhakîm Efendi
nerededir?”
Ama cevap alamadı.
Tekrar seslendi.
Yine cevap alamadı.
Kimse tanımıyordu bu
zâtı.
Abdülhakîm Arvâsî
hazretleri, Sultânın sesini işitip, gerilerden geldi pâdişâhın yanına.
Evet, bir dünya
sultanı ile bir âhiret sultanı, az sonra Kâinatın Sultanı’nın mübârek hırkasını
ziyâret edecekti.
Ve edeple içeri
girdiler.
Hürmetle ziyâret
ettiler.
Sultan Vahîdeddîn Hân,
teberrüken oraya gelen herkese birer (mendil) hediye etti o gün.
Lâkin Abdülhakîm
Arvâsî hazretlerine (iki mendil) vermişti.
Ziyâret işi bitti.
Seyyid Abdülhakîm
Efendi hazretleri Şâkir Efendi'nin yanına geldi ve bir mendili ona uzatıp;
“Bu senin, Sultân senin için gönderdi” buyurdu.