Kibir'den sakının!
16/06/2020 Salı Köşe yazarı A.U
Ebû Bekr-i Nessac hazretleri, Meşhed şehrinde doğdu.
Aynı yerde vefât etti.
O zamânda, bir 'hoca' vardı.
Kötü biliyordu bu Allah dostunu.
Başkalarına aldanmıştı
Bir gün kendi kendine;
“Gideyim, şu kimseye bâzı dînî suâller sorup imtihan edeyim. Hem öyle zor
şeyler sorayım ki, bilemeyip mahcup olsun talebesinin yanında" diye düşündü.
Bu düşünceyle yattı.
Ama, namaza kalkamadı.
Sabah namazı kazâya kaldı.
“Neyse” deyip çıktı evden.
Yolda bâzı suâller hazırladı.
Ve gidip dergâha girdi.
O esnâda o velî sohbet ediyordu.
O girince, mevzûyu değiştirip;
“Kibirden sakının!” dedi gençlere.
Talebeler merak ettiler.
Onlardan biri sordu:
“Kibir nedir hocam?”
“Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Meselâ bâzıları vardır ki,
kendisini 'âlim' sanıp imtihana yeltenir bir başkasını. Ona suâller sorup
mahcup olmasını bekler. Böyleleri sabah namazına bile kalkamazlar” buyurdu.
Bunları söyledi.
Ve tek tek cevap verdi onun hazırladığı o suâllere.
Hoca, bu kerâmeti gördü.
Ve anladı hatâsını.
Mahcup oldu yaptığına!
Boynunu büküp;
“Affedin” dedi.
Elini öpüp “talebesi” olmakla şereflendi...