İmam-ı Rabbanî hazretlerini şikâyet eden iftiracı sapıklar
17/07/2019 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Hindistan'daki bozuk fırkalar, Eshâb-ı kiram düşmanlığını mezhep hâline
getirenler el ele verdiler. Sultana gidip imam-ı Rabbanî
hazretlerini şikâyet ettiler.
İslamın vartalı dönemleri -10-
Resûlullah Efendimizin hakiki vârisi büyük âlim İmam-ı Rabbanî’nin
yetiştirdiği talebeler ve yazdığı kıymetli eserler karşısında şaşkına dönen
Hindistan'daki bozuk fırkalar, Eshâb-ı kiram düşmanlığını mezhep hâline
getirenler el ele verdiler. Sultana gidip imam-ı Rabbanî hazretleri hakkında
çeşitli iftiralarda bulunarak şikâyet ettiler.
Sultan Selim Cihangir Han, oğlu Şah Cihan’ı
gönderip, imam-ı Rabbanî hazretlerini, evlatlarını ve yetiştirdiği talebelerini
çağırıp, hepsini öldürmeye karar verdi. Bunun üzerine Şah Cihan,
bir müftü ile yanına gitti. Sultana secde caiz olduğunu gösteren bir fetvayı da
götürdü. İmam-ı Rabbanî'nin üstünlüğünü biliyordu. "Babama secde
edersen seni kurtarabilirim" deyince, imam-ı Rabbanî hazretleri
bu fetvanın zaruret zamanında izin olduğunu, azimet ve din bütünlüğünün secde
etmemek olduğunu, ecel gelince ölümden hiçbir şeyin kurtaramayacağını söyledi
ve secde etmeyi kabul etmedi. Çocuklarını ve talebelerini bırakıp sultana
yalnız gitti. Kendisine yapılan iftiralara karşı sultana güzel ve doyurucu
cevaplar verdi. Sultan yüksek hakikatleri anlayabilecek birisi olmadığı hâlde,
neşelendi ve serbest bırakıp özür diledi...
Sultanın ikna olduğunu gören iftiracı sapıklar; "Bunun adamları
çoktur. Sözleri bütün memlekette yürürlüktedir. Bunu serbest bırakırsak bir
karışıklık çıkabilir" diyerek, uzun konuşmalardan sonra Sultanı
aldattılar. Sultan, imam-ı Rabbanî hazretlerinin, memleketin en sağlam ve
korkunç kalesi olan Guwalyar Kalesi'ne hapsedilmesini emretti ve
hapsedildi...
Sultanın veziri, koyu bir muhalif olduğundan, zindanda, imam-ı Rabbanî
hazretlerinin başına kardeşini tayin etmiş ve çok şiddetli davranmasını
emretmişti. Bu görevli ise ondan çeşitli kerametler, üzülmek yerine heybet,
sabır ve hatta neşe görerek tövbe etti. Bozuk itikadını terk edip Ehl-i sünneti
seçti ve hâlis talebelerinden oldu. Kalede hapis bulunan binlerce kâfir, onun
bereketi ve sohbetleri ile Müslüman olmakla şereflendi. Birçok günahkâr tövbe
etti. Hatta bazıları yüksek âlim oldu...
İmam-ı Rabbanî hazretleri hapiste üç sene kaldıktan sonra, Sultan yaptığına
pişman oldu. Hapisten çıkarıp ikram ve ihsan eyledi. Hatta hâlis talebesinden
ve sâdık dostlarından oldu. Bir müddet, asker arasında kalmasını istedi. Sonra
serbest bırakıp, hürmetle vatanına gönderdi...
Hapisteki bu sıkıntılardan ve uğradığı dertlerden sonra, evvelce
bulundukları hâllerin ve makamların binlerce üstünde derecelere yükselmiş
olarak memleketine döndü.