Müslüman topluluktan ayrılmak azaptır!..
26/07/2024 Cuma Köşe yazarı V.T
Müslümanların hak üzerinde birleşmeleri, Allahü teâlânın, merhamet etmesine sebep olur.
Sıbgatullah-ı Bervecî hazretleri tefsîr âlimi ve
Hindistan evliyâsının meşhûrlarındandır. Hindistan'ın Bervec şehrinde doğdu.
Hindistan'ın büyük âlimlerinden Ârif-i Billah Vecîhüddîn-i Ulvî'nin
terbiyesinde yetişen Bervecî, ilâhî mârifetlerde yüksek derecelere erişti.
Hocası kendisine icâzet verdi. Çok kimseler, kendisine gelip ilim ve feyiz
aldılar. Sonra Hicaz'a gidip hac farîzasını îfâ eyledi. Medîne-i münevverede
kalıp oraya yerleşti. 1606 (H.1015) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti.
“Tefsîr-ul-Beydâvî Hâşiyesi” isimli eserinde şöyle buyuruyor:
Cemâat rahmettir. Yani Müslümanların hak üzerinde
birleşmeleri, Allahü teâlânın, merhamet etmesine sebep olur. Tefrika (bölünmek)
ise azaptır. Yani, Müslümanların topluluğundan ayrılmak, Allahü teâlânın azap yapmasına
sebep olur. Demek ki, her Müslümanın doğru yolda olanlara katılması lâzımdır.
İmânı doğru olanlar az olsa dahî, bunlara katılmalı, bunlar gibi inanmalıdır.
Doğru yol, Eshâb-ı kirâmın yoludur. Bu yolda olanlara; “Ehl-i sünnet ve cemâat”
denir. Eshâb-ı kirâmdan sonra ortaya çıkan bâtıl, bozuk kimselerin çok olması,
insanı şaşırtmamalıdır. İmâm-ı Beyhekî buyuruyor ki: “Müslümanlar bozulduğu
zaman, bunlardan önce olanların doğru yoluna sarılmalısın! Bir kişi kalsan
bile, o yoldan ayrılmamalısın!”
Necmüddîn-i Gazzî buyuruyor ki: “Ehl-i sünnet ve
cemâat” demek, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Eshâb-ı
kirâmın (aleyhimürrıdvan) gittikleri doğru yolda bulunan âlimler demektir.
“Sivâd-i a’zam” yani İslâm âlimlerinin çoğu böyle idiler. Hak olan cemâat,
yetmişüç fırka içinde, Cehennemden kurtulacağı bildirilmiş olan fırka-i nâciye
bunlardır. Kur’ân-ı kerîmde; “Parçalanmayınız!” buyuruldu. Bu âyet-i
kerîme, itikâdda, inanılacak bilgilerde parçalanmayınız demektir. Âlimlerin
çoğu, meselâ Abdullah İbni Mes’ûd, böyle olduğunu bildirmiştir.
Yani nefislerinize ve bozuk düşüncelerinize uyarak, doğru îmândan
ayrılmayınız demektir. Bu âyet-i kerîme, fıkıh bilgilerinde ayrılmayınız demek
değildir. Âyet-i kerîme, bozgunculuk olan ayrılmayı yasaklamaktadır. Bu ise,
akâiddeki, inanılacak şeylerdeki ayrılıktır. Ahkâmda, amellerde olan ictihâd
bilgilerindeki ayrılık böyle değildir.
Çünkü bu ayrılık, hakları, farzları,
amellerdeki, ibâdetlerdeki ince bilgileri ortaya koymuştur. Eshâb-ı kirâm da,
günlük işleri açıklayan bilgilerde birbirlerinden ayrılmışlardı. Fakat, itikâd
bilgilerinde de ayrılıkları yoktu.