Bir teveccüh edince…
13/09/2020 Pazar Köşe yazarı A.U
Büyük velî Muhammed Bâkî Billâh hazretleri zamânında bir
kimse vardı.
Tasavvufta yükselmek istiyordu.
Bunun için çok duâ ediyordu.
Ama eremiyordu murâdına.
Araştırıp öğrendi sebebini.
Bir mürşid-i kâmil bulacaktı.
Ve o zâtın duâsına alacaktı.
Böylece murâdına kavuşacaktı.
Bâkî Billâh hazretlerinin ismini duydu.
Öğrendi tasavvuftaki yüksekliğini.
Ona gitmeye karar verdi.
Ertesi gün, gördü bu velî zâtı.
Bir at üstünde, ona doğru geliyordu.
Edeple yaklaştı kendisine.
Atının dizginine yapışıp;
“Lütfen beni de talebeliğe kabul edin” diye yalvardı.
Büyük velî indi atından.
Şefkatle kucakladı onu.
Bir teveccüh etti kendisine.
Ve el kaldırıp duâ etti:
“İlâhî, kavuştur bunu murâdına.”
O, böyle duâ etti ona.
Adam kavuştu muradına.
Evliyâ oldu bir anda.
Zîra Bâkî Billâh hazretleri duâ etmişti.
● ● ●
Bu zât bir sohbette;
"İyi bir Müslüman; hiç kimseyi gıybet etmez, kimseye sû-i zanda
bulunmaz, kimseyi kötü bilmez ve hiç kimseyle alay etmez, kimseyi
üzmez" buyurdu.
Bir gün de yine;
"İyi Müslüman; kimseye yük olmaz, herkesin yükünü çeker. Kendini beğenmez, kendini hiç kimseden üstün görmez, tevâzuyu elden bırakmaz” buyurdu.