Emr-i mâruf ve nehy-i anil-münkerin önemi -1-
08/06/2020 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Kur'ân-ı kerîme, hadîs-i şerîflere ve akla uygun
şeylere "Marûf", bunlara uymayan şeylere
de "Münker" denir.
Mukaddes dînimiz İslâmiyette, marûfu emretme ve münkerden
nehyetme vazîfesi çok mühimdir. Seyyid Şerîf Cürcânî’nin “et-Tarîfât” isimli
kıymetli eserinde ifâde edildiğine göre: “Marûf”: şer-i şerîfin
(dînin) ve akl-ı selimin güzel gördüğü, beğendiği şeydir. “Münker” de
bunun zıddı, yani dînin ve aklın çirkin gördüğü şeydir; yapılması uygun
olmayan, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerle ve müctehidlerin (dînde söz sâhibi
âlimlerin) söz birliği ile yasak edilen şey; günâh, harâm şeylerdir.
Hülâsa olarak söylemek gerekirse, Kur'ân-ı kerîme, hadîs-i şerîflere ve
akla uygun şeylere "Marûf", bunlara uymayan şeylere
de "Münker" denir. Müctehidlerin söz birliği ile
yasak edilen şeylere de "Münker" denilir.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmindeki bazı âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor
ki:
“İçinizden, insanları hayra çağıracak, ma'rûfu (iyiliği) emredecek,
kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa
erenlerdir.” (Âl-i İmrân, 104)
“(Ey Habîbim Muhammed aleyhisselâmın ümmeti!) Siz beşeriyet/insanlar
için meydâna çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz; iyiliği emreder, fenâlıktan
alıkorsunuz ve Allaha îmânınızda devâm edersiniz…” [Âl-i Imrân, 110]
“Erkek ve kadın bütün mü'minler, birbirlerinin yardımcılarıdır: Onlar Emr-i
mâruf yaparlar (iyiliği emrederler) ve nehy-i anil-münker yaparlar (fenâlıktan
alıkoyarlar), namazı gereği gibi kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve Resûlüne
itâat ederler. İşte Allah bunları, muhakkak sûrette rahmetiyle
bağışlayacaktır.....” (Tevbe, 71)
“Tevbe edenler, âbidler, hamd edenler (cihâd veya ilim
öğrenmek için) seyâhat edenler, rükû edenler, secde edenler, emr-i
mârûf ve nehy-i anil-münker yapanlar ve Allahü teâlânın sınırlarını
koruyanlar (yok mu? İşte onlar da Cennet ehlidir. Habîbim) Sen,
o mü'minlere dahî Cenneti müjdele.” (Tevbe, 112)
“Ey mü'min kullarım! Emrettiğim işleri, ibâdetleri yapar ve emr-i ma'rûf ve
nehy-i münker eder iseniz, (günâhlardan, kötülüklerden
alıkorsanız) başkalarının yoldan çıkması, size zarar vermez.” (Mâide,
108)
Peygamber Efendimiz de buyurmuşlardır ki:
“Birbirinize Müslümânlığı öğretiniz. Emr-i ma'rûfu bırakır iseniz,
Allahü teâlâ, en kötünüzü başınıza musallat eder ve duâlarınızı kabul
etmez.” (Mişkâtül-Mesâbîh)
“Bütün ibâdetlere verilen sevap, Allah yolunda cihâda (gazâya, savaşa) verilen sevâba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Gazânın sevâbı da, emr-i ma'rûf ve nehy-i anil-münker sevâbı yanında denize nazaran bir damla su gibidir.” (Deylemî, Kimyây-ı Seâdet)