İnsana beş duyu, sırayla verilmektedir
27/05/2023 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Çocuk dünyaya gelince, beş
duyu organı, sırayla mı yoksa hemen mi verilmektedir?
Cevap: İmâm-ı
Rabbânî hazretleri İsbât-ün-nübüvve kitabında konu ile alakalı olarak buyuruyor
ki:
“İnsan, yaratılışında her şeyden habersizdir. Hâlbuki, insanın
dışındaki mahluklar o kadar çoktur ki, Allah'tan başka kimse bilmez. Bunu,
Müddessir suresinin 31. âyeti bildirmektedir. Çocuk, idrâk, anlama aletleri ile
âlemleri anlamaya başlar. Mahlukların her cinsine bir âlem diyoruz.
İnsanda ilk yaratılan idrâk aleti lems, dokunma hassasıdır.
İnsan, bu hassası ile, soğuğu, sıcağı, yaşı, kuruyu, yumuşağı, katıyı ve benzerlerini
anlar. Lems hassası renkleri, sesleri anlayamaz.
Sonra görme hassası yaratılır. Bununla, renkler, şekiller
anlaşılır. Görmekle anlaşılan şeyler, lems âleminden daha geniştir.
Sonra, işitme hassası açılır. Bu his organı ile sesler, nağmeler
anlaşılır.
Sonra tat duyma hassası yaratılır.
Sonra, koku alma hassası yaratılır.
Böylece his âlemini tanıtan beş duyu kuvveti tamamlanır.
Yedi yaşına doğru temyîz kuvveti yaratılır. Bununla, his
kuvvetleri ile anlaşılamayan şeyler anlaşılır. Bu kuvvet, his kuvvetleri ile
idrâk olunan, anlaşılan şeyleri birbirlerinden ayırır.
Daha sonra akıl yaratılır. Akıl, temyîz kuvveti ile ayrılmış,
faydalı, zararlı, iyi, fena oldukları anlaşılan şeylerden, lazım, caiz, mümkün,
imkânsız olanları ayırır. Akıl, temyîz ve his kuvvetlerinin anlayamadığı
şeyleri anlar.
Allahü teâlâ, bazı seçtiği kullarında, akıldan sonra başka bir
kuvvet daha yaratır. Bununla, aklın bilemediği, bulamadığı ve ileride olacak
şeyler anlaşılır. Buna nübüvvet yani peygamberlik kuvveti denir.
Temyîz kuvveti, akıl ile anlaşılan şeyleri anlayamadığı için,
bunlara inanmıyor. Akıl da, peygamberlik kuvveti ile anlaşılan şeyleri
anlayamadığı için, bunların var olduklarına inanmıyor. Anlamadığını inkâr
etmek, anlamamanın, bilmemenin ifadesi oluyor. Bunun gibi, kör olarak dünyaya
gelen, renkleri, şekilleri hiç işitmese, bunları bilmez, varlıklarına inanmaz.
Allahü teâlâ, nübüvvet kuvvetinin de bulunduğunu kullarına bildirmek için, bu kuvvetin benzeri olarak, insanlarda rüyayı yarattı. İnsan ileride olacak şeyi, açıkça veya Âlem-i misâldeki şekli ile rüyada görmektedir.”