"Ölüm peşimde, kabir önümde!.."
06/08/2019 Salı Köşe yazarı A.U
Tâbiîn devrinin büyük velîlerinden olan Atâ Süleymî hazretlerinin
bir tanıdığı anlatıyor:
Atâ Süleymî bir gün bana;
“Ey Beşîr! Ölüm peşimde; kabir önümde, gideceğim yer mahşer, geçeceğim yol
cehennem üzerindeki sırat köprüsüdür. Bilemiyorum ki, Rabbim bana ne muâmele
yapar?” dedi.
Ve bir “âh!” çekti.
Sonra feryat etti!
Ve düşüp bayıldı…
Uzun zaman öyle kaldı.
Sonra bize bakıp;
“Şu keçeyi kaldırın!” dedi.
Kaldırıp baktık ki, altında “bir dirhem” para var.
Onunla “sevik” aldık.
Bir çorba yaptık.
Ve ona içirmek istedik.
O, çorbayı ağzına aldı.
Fakat bir türlü yutamadı.
Boğazına takılıp kaldı.
Heyecanlandık!
Ve kendisine;
“Ey Atâ! Bunu senin için aldık, hazırladık, haydi içsene” dedim.
Bana dönüp;
“Ey Beşîr! Onu ağzıma alıp da sıcaklığını hissedince aklım gitti” dedi.
Merak ettim tabii.
“Niçin?” dedim.
“Çünkü o anda, Müzzemmil sûresindeki, meâlen; (Âhirette kâfirler
için korkunç bir ateş ve boğazlarına takılıp kalan
iğrenç yiyecekler vardır!) âyet-i kerîmeyi hatırladım” dedi.